Son Vapur
Seni götüren vapur rıhtımdan ayrılırken,
Eşlik etmedi ona, bu defa hiçbir martı
Çımacı bile üzgün...halatları alırken
Sen hiç görmedin ama deniz birden karardı
Sustu, Kadıköy hayvan çarşısındaki sesler;
Hiçbir köpek, hiçbir kuş şarkı söylemiyordu
Çiçekçi kadınların ellerindeki güller,
Boyunlarını büküp, apansızın kurudu
Tavla sesi kesildi sokak kahvelerinde,
Aşıklar birbirinin ellerini bıraktı...
Buz kesti bütün çaylar garsonların elinde
Bir sürü yabancı göz, bana kederle baktı
Seni götüren vapur ayrılırken rıhtımdan
Tüm Kadıköy, benimle olduğu yerde dondu
Sen hiç duymadın ama iskeledeki saat
Kırık bir ''tık'' sesiyle, belki de ilk kez durdu.
Attila Şanbay
Attila Şanbay
|