Bakış....
Bakışlarım….
Zincir renklerine tutsak düşmüş
Gecenin ayaz yalnızlığı
Sinsi sinsi sızıyordu gönlüme
Bir bakışın ardından
Yıldızlar, siyahtan gömleğini giyer
Karanlılar
Taze bakışlarımın arasından süzülür
Ve dudak uçlarımdaki nefesim kırılır, düşer
Tek bir parça olarak, damlar yüreğime.
Düşündükçe, düşünen düşüncelerim
Alabora olmuş geminin parçaları gibi
Bedelin son raksı olarak
Dalğın bakışlarımın arasından süzülür
Ve o an
Nefesime, yangın kokan sözcükler düşer
Gözlerim dökülür bedenimden
Denizden haramiler, kızıl bir kement atar
Karanlıklar kendinden kaçar
Gözlerim kapanır, kirpiklerim esir düşer
Çırpınır ve kırarım dünyanın tenini.
Karanlıklara saklanmış yaşam gözlerim
Hiç üşenmeden, düşer sözlere
Kelimeler kör topal sığınır cümlelere
Gönül defterimin teri iner yüreğime
Acılar canlanır, çarkın dişlilerinde
Cepkensiz bir serüven başlar düşlerimde
Keskin bir yol olurum, uçurum nefesine
Avuçlarım ısındıkça ısınır
Dönüşür, yangın sahnelerine
Yürek sızısı olur
Kanar, oluk oluk yüreğime.
Yaşadıkça yaşlanan düşüncelerim
Gönül bakışlarımda titrerken
İsyanların bayrağı korsan olur, mavi denizlere
Yağmurlar küser,sararmış dünyamın çehresine
Silinmiş kelimeler canlanır
Tam kıta marşı ile yürüler üzerime
Yaşam bölünür
Gören gözler karanlıkları siler
Duyulmadık
Şarkıların ritmi sarar, hayal duvarlarımı…..
|