Etek ve Pantolon38
Emel sıradan bir beyne sahip değildi. Onun düşüneceği şeyler taksitler, alışverişler olamazdı. Yok evin kırasıymış, yok çocukların okul masrafıymış, yok mutfak masrafıymış gibi sıradan günlük işler Emel'in tarzı değildi. Hayat onu normalleştirmeye çalışırken, Emel hayatın kıyısında bir uçurum çiçeği olarak kalmaya devem edecekti. Emel sıradışı bir kadındı. Okuduğu birçok roman ve şiir ona yavan gelirdi. Emel algılarının gücüyle, içindeki sanatçı ruhuyla üniforma giyip marş söyleyecek biri değildi. Zaten anlam veremezdi, binlerce yıllık insanlık tarihinde sadece iki yüz otuz günün barış içerisinde geçmiş olmasına.Çünkü insan için kendi kusurlarıyla savaşması yeterdi. İnsanların başkalarının kusurlarıyla ilgilenmesine ve onlara savaş açmasına akıl erdiremezdi. Emel'in derdi aşk da değildi. O işi liseli gençlere bırakmıştı. Emel'in asıl derdi zekasının ve duygularının normalleşememe durumuydu. Çok resim yapmıştı çok şiir yazmıştı. Bunlar kartel şirketlerinin ön yargılı dünyasında kabul görmemişti. Zaten bir kadından ne şair ne yazar ne de peygamber çıkardı. Kadınlar şu dünyada anca aptallığa yarardı. Emel çok defa aptallıkla itham edilmemiş miydi? Çünkü o sıradan aşkların somut isteklerini yerine getirip bacak arasında içki sofrası kuracak kadınlardan değildi. Onun gönlünden geçen sadece bir ırmağın yatağında sırılsıklam olmaktı, bütün köPage Rankingüleri atmaktı. Ama hayatı boyunca karşısına normallikler çıkmış köPage Rankingüden geçmek zorunda kalmıştı.
Osman Demircan
|