Annem...
Kimse değil anne, boşver gitti zaten...
Sevdanın iki günlük matemi gelmişti...
Akmayan gözyalarımı bırakıp gitti...
Gelmesini kendim istemiştim zaten...
Hani içimde bir sıkıntı vardı ya ondan...
Aldı tüm sıkıntılarımı ve uçup gitti...
...
Ya! Anne sen otur bir çay demleyeyim...
Hem oğlundan bir çay iç bakalım...
Uzun oldu sohbet etmeyeli seninle...
Bu arada birde şımartılmak isterim...
Şöyle ellerin saçlarımda dolaşsın...
Bir iki nasihat verirsin, en demlisinden...
Eskilerden anlatırsın, sisler ardından...
Sen otur ben çaylarımızı getireyim...
...
Anlat annem, eskilerden, güzelliklerden....
Hani herkesin güldüğü günlerden anlat...
Leyla ile Mecnun'un destanını hatırlat...
Unuttuğum sevdayı yeniden öğret bana...
Bakma öyle bana annem, ağlayamam...
Oğlunu tek kurşun ile alnından vurdular...
Kurşun silahtan değil kalpten geldi...
Hani sevmiştim, hatta ağlamıştım ya! ...
İşte o melek yüzlünün kalbinden geldi...
Karam dediğin oğlunu hayata küstürdü...
Artık oğlun zifiri karanlığa gömüldü...
Çıkamıyor ANNEM...
...
Ne güzelde gülerdim değil mi? Annem...
Hani hiç ağlamayan ben vardım eskiden...
El bebek, gül bebek büyüttüğün Karan...
Artık yok o şımarık ruhlu neşeli oğlun...
Bana o günlerimi yeniden hatırlat, Annem...
...
Annem elini saçımdan almayasın sakın...
Şevkatininden uzak bırakmayasın beni...
Annem...
Benim iki yarim var...
Biri Aziz Hüda...
Birde Sen Varsın Gül Kokulu Annem....
|