Bir Güldü O
Yıllar öncesi sevdim bir nazlıca gülü,
Belki ömrüm yetmeyecek vuslata,
vefa etmeyecek,
ömür denen sayılı nefeslerim bitecek.
Uzaklaşıp yanımdaki
yoldaşlarım bir bir gidecek,
ben yalnız kaldığım yoldan bezip yılacağım.
İşte o zaman yazın beni ihanetin listesine…
Öyle bir güldü o gül,
Binlerce yiğidin can attığı,
seherlerin sinesinde buram buram
Türk’lük kokar dururdu.
O gül sevdirdi bize,
o gül sevdirdi,
çilesiyle beraber bu yurdu.
Biz bu yolların böyle kanlı olacağını,
toprağa bakarak görmüştük.
Ahdimizin özünde, parmak değil,
yürek acıları vardı her zaman.
Yıllar öncesinde verirken gönlümü,
bir körpecik çocuktum,
destanlarda dinlerken onu,
göze almıştım bütün acıyı,
derdi, ölümü…
kol kola yürüdük o gül için binlerce,
on binlerce sevdalıyla beraber.
On binlerin içinden beş bin fidan telef oldu
eylül’ün ayazında.
Yusuf iye zindanları şahittir,
çilenin sükunetine.
Dönersem, /dönüşümden çocuklarım
ar eylesin, benim için utansın.
Sen, dert benizli rengi özümde saklanan gül,
gelmezsen de,
Senin yolundan gelenler, derdinle yansın.
Yüreksizler bıraksalar bile,
yürekli yiğitler dayansın.
Vuslata ömür vefa etmese bile…
|