Döneceğin Mekan Yok
Sevda yolu gidenler için açık dururken
Gelip gelmemen senin tercihin seni bağlar
Aşkın ham gönüldeki haline hep acırım
Sevenler sevilenin cevrine yanıp ağlar.
Bir ağacın altında oturduğumuz anlar
Gözlerinde gördüğüm derinleşen aşk vardı.
Muhtaç idim ben sana saatler tutuk kalır
Uzak kalınca gönlüm alevlenir yanardı
Beni düşürdüğünde mutluluğu seyrettim
Acılı aşk potası eritirken mutluydum
Yanlışların önünde sürüklerken gönlümü
Ağrıların acının içinde yalnız koydun
Ben cahildim bu yolda bilinmedik şehirde
Kaybettiğim gönlümü benden gizli tutarken
Bir serseri çöp gezer coşkun akan nehirde
Tutup da salmasaydın beni gamlar yutarken
Duygular anlaşılmaz gönülsüz gönüllerde
Hiçe saydın her zaman demedin ki ne arar.
Ben doğal halimdeydim içim neyse dışım o
Senin beklediğin o mürayi neye yarar.
Şimdi gittin gittin de, döneceğin mekân yok
Viranede gül olsan hangi bülbül gelecek
Gidişinle vurduğun acı veren gamlı ok
Kastettiğin canımla candaki sen ölecek
Kaybolduğum bu şehir ben kimdim, ne bilecek…
|