Yetmedi 'Kırk Sekiz Yıl'
Tam kırk sekiz yıl oldu “arzuhalsiz” doğalı
Ne bir dilekçe verdim, ne de bir soran oldu
Yaradan’ın hikmeti, bu dünya kurulalı
Ne “burdan gitmem” diyen, ne çadır kuran oldu
Gelen gitti, giderken, soy bıraktı ardında
Kimisi bir “hoş sada” bir tebessüm tadında
Hali nicedir bilmem, gidenin Hak katında
Alem kimine bayram, kimine hüsran oldu
Kim-i aşk-ı “kul” bildi, muradına yetişti
Kim-i sunulan aşkı, “pul etmeze” değişti
Kiminde aşk “hayvan-i” oldum olası “pişti”
Bu hengame içinde aşklar da ziyan oldu
Gördü, ulaşamadı, maşuk-a nice aşık
Ya kaderi böyleydi, ya kederle barışık
Kul; ölüm ister değil, ecel kul-a alışık
Listeden silinince sebebi soran oldu
Bunca yıl’da, hülasa, süzülen bir damla yaş
Aşk aşk diye inleyen, gönül; muzdarip, ayyaş
On sekizi bilmeden, kırk sekize vardı yaş
Şu ömür, gün gün ben de, yüreği yoran oldu
Ufuk çizgisi gibi, vardıkça uzaklaştı
“Medet Ya Rab” dedikçe, gönülle şakalaştı
Yöneldikçe sitem’e, yürek ukalalaştı
Sinelere taş gibi, “aşk” diye vuran oldu
Yetmedi kırk sekiz yıl, sığmadı heybesine
Bildiğim her ne ise az geldi kefe’sine
Zaman bitince kul-un, göz dikti nefesine
O bezenip kurulan, hayaller viran oldu
Gelmiştik gidiyoruz, ne aldık, ne bıraktık
“Kays’a” imreniyorduk ve “Kadir’ce” bıraktık
Bir durakta sahipken, bir durakta bıraktık
Gönül aşkı aramış, gösteren “Kur-an” oldu
Kadir Albayrak
|