Yıldızlar ve Sen...
Süslü mısralar mı dersin şimdi yazdıklarımın tümüne bir kalemde. Aslında isyan edilmiş bir hayatın haykırışlarıdır onlar…
Herkesten ve her şeyden gizlice beslediğim düşler kimi zaman kırılıp kalbime batar; ondandır bu çığlıklar. Kimi zaman her şeyden sakındığım gözlerime batar düş kırıklarım; ondandır bu ağlamalar. Sessizce yanan akşam fenerleri gibi yakıp kalbimi bir köşede bekledim seni her gece. Ondandır bu yalnız kalmalar, içten feryatlarıyla…
Bilindik bir hikaye değil tabi ki uğruna yazdığım. Bilindik şeyler basit olur bilirsin. Bilinmedik ve alışılmadık olmalı aşk. Hiç beklemediğin anda çıkıp gelmeli. Darbeler vurmalı kalbine derinden. Öyle ki; ağlatmalı…
Buruk ve kırık sevgilerden geçip sonra bir deniz kıyısında oturmalı. O zaman sevmeli çiçekleri. Hatta acıyı bile sevmeli sende. Her şeyden vazgeçebilmeli. Tükenmeli yeri geldiğinde. Bilinmedik bir anda ağzından kaçıvermeli seni seviyorum diye. Apansız. Hiç beklenmedik o anda söylenmeli…
Düşünüp taşınmaya hiç vakit ayırmamalı. Ve zamanı kaybetmemeli. Her şeyin bir bedeli var evet. Kimi zaman hayattan vazgeçmek, kimi zaman zamandan…
Neyse şimdi yıldızları tutmaya çalışırken en değerli yıldızı tutmuş bir çocuğun mısraları diye değerlendir bu yazdıklarımı. Sana adanmış bir kalple ve sınırsızca; seni seviyorum…
Rüya Deniz Demir
|