Günahkâr
Öyle sevdim ki seni
Günahkar ettin beni.
Doğru yolu unuttum gözlerinden,
Yanlış bir yol tuttum peşinden,
Günahlara tuttun ateşinden...
Öyle sevdim ki seni
Günahkâr ettin beni.
Dillere destan güzelliğinden
Bana yer ayır,
Onların son bulmayacağı,
Ömrünün en güzel yerinden;
Parlamayacağı gözlerinin,
Yaşlanacağı vücudunun,
Saçlarının ağaracağı
Günlerinin öncesinden...
Öyle sevdim ki seni
Günahkâr ettin beni.
Beni sevme istersen
Ama yanında bulundur,
İstersen kölen olurum,
Yeter ki emrin olur,
Tek seni dinlerim,
Tek seni izlerim,
Bir isteğini beklerim;
'Öl.' desen ölürüm,
Dilediğin için.
'Sev.' desen, severim,
Başım üzeridir emrin.
Öyle sevdim ki seni
Günahkâr ettin beni.
Ne olduğumu bile unuttum,
Başka bir yol tuttum,
Benim için umuttun.
Devam ederim yoluma
Ama
Seni aradığım yerlerde
Hep yalnızlığımı bulurum:
Benim çok olduğum,
Senin yok olduğun;
Varlığım için kalabalık,
Cismin için boş,
Işık için loş olan bir yerde.
Ve suskun ve üzgünce dururum,
Yine aynı yerde
Günahlarımı da bulurum.
Öyle sevdim ki seni
Günahkâr ettin beni.
(1996–1997)
Rıfat İlkaya
|