Tek Mesajı Görüntüle
Old 04-19-2009, 04:58 PM   #8
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Ayrılık Azabı
Sanırım uzak düşeceğiz biri birimize,
belki bir ömür,
belki birkaç sene,
‘hem de hiç yoktan yere’.
Sen bu kararı verdiğinden beri
bilemezsin nasıl köz düştü gönlüme.

Konuşamadım bile seninle,
yanaşamadım sana eskisi gibi.
Kim bilir,
belki sensizliğe alıştırmak içindi kendimi,
belki de bensizliğe alıştırmak içindi seni,
belki de hiç biri.

Ama seni izledim,
seni seyrettim hep gizlice,
doya doya ve sindire sindire.
Evde bastığın yerlere bile baktım
sen yürürken,
hatıran olarak
ayak izlerin kalır mı diye.
Haberin bile yoktu senin.

Dolaşırken, gözlerim eşyalarını süzdü bir bir,
sana ait, sen sinmiş
ve seninle gitmeyecek eşyalarını.
Sanki terk edileceklerini onlar da anladılar
bilmem bana mı öyle geldi ama,
galiba onlar da ağladılar.

Kuşunla dertleştim ‘beni anlamadı o’ diye;
o anladı ve o da ağladı,
aynı benim gibi, içten içe.
Kolay mıydı sensiz yaşamak,
‘hem de hiç yoktan yere’.

Sen seyahate gittiğinde
yatağına yatırdım bağlamanı, gitarını
ve onları seyrettim,
onları kucakladım sen diye.
Hatta ellerini okşadım onların klavyesinde.

Oturdum gardırobunun önüne
giysilerini kokladım,
seni doldurdum
seni bastım göğsüme.
Vedalaştım onlarla da bir bir
ve göz yaşlarımı akıttım içine
sana hatıram olsun diye;
çünkü sen gittiğinde
onlar da gidecekti seninle birlikte.

Kokun öyle sinmeliydi ki ciğerlerime
silememeliydi onu hiçbir şey,
silinmemeliydi bir daha kesinlikle.
Her şeyin öyle işlemeliydi ki bana,
kazınmalıydı ta iliklerime kadar
ve yokluğunda da yaşayabilmeliydim seninle.
Ya da, beceremezsem eğer bunu
ve eğer yaşamak denilebilecekse ona,
yaşayabilmeliydim sen yokken bile.

Ayrı yaşayacak olmamız değil
bana böyle koyan.
Bir gün elbet uçuracağım seni (yavrumu) yuvadan,
o ya da bu sebeple
biliyorum bunu, inan!
Ancak öyle bir sebep olmalı ki ayrılığa,
üzüntümüzü dengeleyecek
bir şeyler olmalı ortada,
bir şeyler elde etmelisin orada.
Hatta bırak üzülmeyi
zil takıp oynayabilmeliyiz
‘değdi diye’ buna.

Ancak bu kararın değmez be yavrum,
değmez çekilen bunca azaba
ve daha da çekilecek olana.

23. 8. 2003 – Cumartesi / Saat: 05.00



NOT: Bu şiir, kızımın üniversite tercihlerini, bence ayrı
yaşamamıza değmeyecek bir bölüm için Ankara dışı
üniversitelere yapması üzerine, sınav sonuçlarının
açıklanacağı günün şafak vakti yazılmıştır.
Abdurrahman Özdemir
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla