Aşka Dair
önce kavak yelleriydi başımız üstü
kaçamak bakışlar estikçe
tek tek düşen yapraklarla savrulan
okul defteri sayfalarına çizilen kalp içinde
yan yana iki harf
düşsel bir peri masalıydı aşk
avuçlarımda değildi ya ellerin
asi gelinciğin isyanıydı gülüşüm
kendimden kaçıp yine kandime sığınmalar
senden uzak, seni bulamadığım anlar
fırtınaydı, seldi, yangındı aşk
bir yudum sevda, bir ömür kavga
bir ucu elimde, kayıptı öbür ucu
bir yazılama sonrası sırılsıklam ıslak dönüşlerde
bağlamanın tellerine düşen ağıtlardı aşk
beton zeminler üzerinde
dört adımda saatlere sığmayan voltalar
taş yastıklara yanyana baş koymalar
mektup yasaklı günlerde
'bu gün posta günü canım sıkılır'
türküsünün hep bir ağızdan söylenişiydi aşk
boyundurukta boynu ala öküzün
toprakta özlem yağmura
başak başak güneşe bakan bir çift göz
karasabanı koynuna alma arzusu
tohumun toprağı yarmasıydı aşk
beni yüreğinde ara can bakışlım
sensiz öldüğüm *******e sor
dizelere düşürdüğüm hecelere
kayıp yıllar arasından koparıp aldığım
alıp vurgunca sakladığım
sığındığım gözlerinde ayışığıdır şimdi aşk...
Meral Vurgun
|