Tek Mesajı Görüntüle
Old 04-25-2009, 12:35 PM   #6
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57919
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

CARL ROGERS

Carl Rogers insan doğasına iyimser bakan psikologların başında gelir. Gelişme ve iyiye doğru değişme insanın doğasında vardır. Rogers benlik bilincine önemli verir. Benlik bilinci iyi kötü ya da ortada olabilir, kişinin kendisiyle ilgili düşünceleri içerir. Herkes daha olumlu bir benlik geliştirmek ister. Bunun için Koşulsuz Sevgi içinde yetişmek gerekir. Yanlış bir şey yapıldığından sevilmeyen, beğenilmeyen bu yanlış davranış olmalı, birey her zaman için sevilmeli ve sayılmalıdır. Bazı davranışlar yanlış olabilir fakat kişi hataların ötesinde olmalıdır. Koşulsuz sevgi içinde büyüyen kişilerin benlik bilinci güçlü ve olumludur.Kendi kendimizi koşulsuz sevmemiz ve hatalarımızı affedebilmemiz bizim gelişmemizin temel ilkesidir.Rogers’a göre terapist danışanın sorunlarını onun gördüğü gibi görmeye çalışmalı,karşısındakini derin bir şekilde onaylamalı rol yapmamalı,açık ve dürüst olmalıdır.Rogers psikolojik buluşlardan insanlığın gelişiminde yararlanılabileceğinin inancındadır,ancak bunun,insan davranışlarını kontrol altına alarak değil de,tersine psikolojik ilkelerden yararlanılarak insanların daha çok özgürlüğe spantanlığa ve yaratıcılığa doğru gelişmelerine yardım etmekle mümkün olabileceğini ileri sürer.

Rogers’a göre;
-Milyarlarca yıllık bir evrimin ürünü olan insan,yalnız dünyada değil,belki de evrende en değerli varlıktır.Bütün canlılar arasında yalnzca o “bilinç”denilen yetiye sahiptir.
-Her insan gücünü içinden alan dinamik bir varlıktır.İnsan kendinden,edimlerinden nasıl bir insan olarak oluşacağından kendisi sorumludur.Hayatı anlamlı bir hale getirmek kişinin kendisine düşer,kişi seçmek ve tercihlerde bulunabilmek yetisine sahiptir ancak bu yetiyi çevresel koşullar sınırlar.
-İçinden yaşanılan alem bir gelişim,değişim ve oluşum süreci içindedir.Duruk değil dinamik olan bu yaşamda evrimin hedefi,yeni anlam ve değerlere doğru ilerlemektedir.
-İnsan olumludur.Her insan kendine özgü nitelikleri ile bu dünyada yanlızca bir kere yaşar onun için yaşanılan zaman ve olaylar derinlemesine değerlendirilmelidir.
-Geçmiş yada gelecek değil,içinde yaşanılan an önemlidir.Yaşanılan an “ŞİMDİ” dediğimiz içinde bulunulan zaman ,bir gerçektir.
Rogers psikolojiye insanı iç açıdan inceleme gibi yeni bir görüş ve metod geliştirmiştir.

MASLOW

Maslow güdüleri mertebeli bir yapı içinde görür ve insanların alt basamaktaki gereksinimleri giderir gidermez,üst basamaktakileri doyurmaya yöneleceğini kabul eder.En sonunda birey en yüksek yere” kendini gerçekleştirme noktasına “ulaşır.Kendini gerçekleştirmiş bir kişinin özellikleri şunlardır:


Maslow’un Kendini Gerçekleştirmiş bir Kişide Gördüğü Bazı Özellikler

Gerçeğin bilinebilecek yönlerini doğru olarak algılar.
Bilinemeyecek olanların bilinemeyeceğini doğru olarak algılar.
Gerçeği olduğu gibi kabul eder.
Kendini olduğu gibi kabul eder.
Başkalarını olduğu gibi kabul eder.
Yaşamın getirdiği olayları tam anlamıyla yaşayarak tadını çıkarma eğilimindedir.
Kendiliğinden hareket eder.
Yaratıcı bir biçimde hareket eder.
Kendine ve yaşama gülebilir.
İnsanlığa değer verir ve onun sorunlarını ciddiye alır.
Son derece yakın ve derin birkaç dostu vardır.
Yaşamı bir çocuğun gözü ve kalbiyle görüp yaşayabilir.
Gerektiğinde çok çalışır ve sorumluluğunun farkındadır.
Dürüsttür.
Çevresinin farkındadır,sürekli çevresini araştırır ve yeni şeyler dener.
Savunucu değildir.

GESTALT YAKLAŞIMI
Watson,Amerika’da davranışçılığı yaydığı sıralarda (1912-1913)Almanya da “Gestalt Psikolojisi” adı altında psişik olayları değişik bir açıdan ele alan yeni bir görüş beliriyordu Frıtz Peils adlı psikiyatrist bu terapi türünü oluşturmuştur.Önce Almanya da başlamış olan bu akım daha sonra Karl Koffka ve Wolfgong Köhler’in A.B.D ‘ye gidip yerleşmeleri ve orada yayımlarda bulunmaları ile (1924-1940)Amerika ya atlamış ve orada gelişmeye başlamıştır.
Gestaltçılara göre yaşantılar bütün ve karmaşık olaylardır.Bunlar fiziksel ve psişik,çevresel ve içsel birçok etmenlerin belli biçimlerde örgütlenmesinden meydana gelmektedir.Böylece meydana gelen “bütün”içindeki öğelerin toplamından daha fazla bir şey olup ,kendine özgü nitelikler gösterir.Bir davranışı parçalarına bilmek onun bütünlüğünü bozar,anlam ve niteliğini değiştirir.Doğadaki nesneler ve olaylar en küçük parçaları değil,büyükçe parçaları ve bütünü incelendiği zaman daha iyi anlaşılabilir.Gestalt psikolojisine göre,ayrıca hiçbir şey boşlukta cereyan etmez,herşey bir zaman ve uzay ortamı içinde geçer ve o ortamın etkisi altında bir anlam kazanır.Örneğin,sıcak sudan çıkan elimize ılık su ,soğuk su gibi geldiği halde,buzlu sudan çıkan elimize aynı derecedeki ılık su sıcak gibi gelir.
Gestaltçiler davranışların bütünüyle ve içinde geçtikleri fiziksel ve sosyal koşullar dikkate alınarak incelenmesi gereğini savunmuşlardır,önce durum yada nesnenin tümünü görerek ilişkileri kavramanın önemini belirtmişler;kavrayış,sevgi,ve içgörü yoluyla öğrenmenin önemine dikkati çekmişlerdir.Deneğin birşeyi nasıl gördüğü ve kendisi için ne anlam ifade ettiğini sorgulamak önemlidir.Hafıza ve problem çözme konuları algı merkezli yorumlanmalıdır.Gestalt terapisini izleyen psikologlar formel bir kuramsal yapıdan kaçınırlar,çünkü bunun terapiyi sıkı ve dar bir çerçeve içine sokacağına inanırlar.Gestatlçilerde aynı Rogers gibi,insanın kendini gerçekleştirme eğilimiyle doğduğunu,ancak bu eğilimin değişik sosyal baskılar altında herzaman gerçekleşemediğini,sürekli ket vurulduğunu söylerler.Toplumla uyum içinde yaşayabilmek için insanlar kendi iç dünyalarında neler olup bittiğinin ve dış çevrenin kendilerinin nasıl etkilediğinin farkında olmamayı öğrenirler terapinin amacı bilinç düzeyine düşünceleri çıkarmaktır.Farkında akış Gestalt terapinin ana kavramıdır.İnsanlar ne istediklerinin,ne gibi duygular içinde bulunduklarının,ne yaptıklarının farkında olmalıdır.

EKLETİK YAKLAŞIM

Ekletik yaklaşım uygulayan psikologlar,her yaklaşımdan,tedavi olan kişinin davranış sorununun türüne göre,gerektiğince yararlanmak isterler Onlar terapi yöntemini değil,tedavi olan kişinin gereksinimini ön planda tutarlar
Ancak belli bir yöntemi uygulayan terapistler ,değişik terapi yöntemlerinde aynı derecede uzlaşmanın olanaksız olduğunu hatırlatırlar.
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla