Gecekonduda Olay Var
Topyekün,şu mahalle...
Benim...dedi. Mersedesli,
Kel,kerli felli,iyi giyimli...
Göbekli adam...yaşlı gecekonducu
Abdurrahman Efendi’ye...
-Ama...Beyim...Ben,
Yıllarımı verdim,bu viraneye...burası evim...herşeyim...
Etme,döndürme beni, deliye...
Nasıl dönüşürüm... bundan sonra,yaşlı bir avareye...
Gecekondumdan ayrılamam:O...benim bağam...
O benim sarayım! ...
Israr etme, ne olur...git Alla’sen işine! ..
Şart olsun ki... seni ben...şuracıkta...
Şu işçi ellerimle...
Sarılıp; boğazına...Allah yarattı, demem...
Yıldırımlar çakıyordu,gözleri...vallahi...ben bile, korktum! ...
Ne yalan söyleyeyim...
Nasıl,korkmasındı...mersedesli Karun Bey?
Hızını alamamış,hala söyleniyordu...
Topuklayan mersedesin ardından.
Rüzgarından... kelimeler... savruluyordu,
Öyleyken; Karun Beyin,
Kulaklarına ulaşıyor,
Beynine... varyoz gibi... vuruyordu:
.......Çatısına,gençliğimi astım; sallanıp durur...
Bahçesine sevdiğimi gömdüm...-Mezar yeri alacak,para mı var? -
Günlerimi ördüm; duvarlarına...Tuğlam yoktu...
Terimle kardım harcını...su,yoktu
Sırtımda taşıdım çimentosunu...yol yoktu...
Ağustos böceklerinin ışığında okudum; Asker Ali’mden gelen mektubu...
Rüzgarlarının bir tekini değişmem...
Senin klimalarına...
Git beyim, git! ..Allahaşkına! ...
Yolunu düşürme bir daha! ... buralara...
|