Dokundun Bir Kez
dokundun bir kez kadı yanıma
tartacağım istemesem de sözlerini
kaç okka çekecek kaldırabilecek mi
bahşettiğin şirin sözlerin bilgeliğini
ayı beyaza denizi maviye boyadın
ekmeği çalarken on bir yaşındaki
bakkalın çırağından dayağı
polisin gelişine kadar yiyen çocuğu
pembe bulutlu renklerin altında unuttun
dokundun bir kez kadı yanıma
dilimden aldığın çentik sivril ti ucunu
şair dediğin aşkı yazmalı derken sen
on yedi aylık çocuğun dramı vurdu beni
alkışlardan uzak yağmurun altında büzülmüş
bir sokak kedisi gibi duran geleceği düşündüm
hani gençlik denirken sizlerin aklına gelen
gürbüz besili bar müdavimlerini değil
yağmura küstüm sokağa küstüm
çocuk yanım tuttu küslüğüme küstüm
alın yazısı değildir toprağa ekilen
hüneridir işleyen eli yönlendiren bilincin
vergisi değildir hasatı birilerinin
topuzunu düşürdüm dengelerimin
bilirim ektiğin sevgi dizelerinde bir gün
palazlanmış şehvet olarak biçmeyi düşlersin
dokundun bir kez kadı yanıma
yaşadığı karanlığın içerisinde şair
kor alev parlaklığında saplanmış hançer
olamıyorsa bağrında karanlığın
ne çare ki üzüntüm ona değildir
|