Bando Sezai
Öyle bir koydun, yerleştirdin ki “küfür”ü hayatımıza,
öyle bir teslim ettin ki o bayrağı ellerimize;
dalgalandıra-dalgalandıra
bu köhne, kokuşmuş şehrin sokaklarında
balkonlardan bakanlara sallaya-sallaya
dolaştırmanın ayrıcalığından,
zevkinden, hiddetinden vazgeçemedik!
”küfürlerin”in tadına doyamadık
ve inanır mısın;
öyle ayarında yerleştirdin ki temellerimize
sökemedik bir daha, hatta ihtiyaç duymadık! ?
“küfür”ün bu kadar da “sanat” olabileceğini
nereden bilebilirdik? ..
Vay ki ne vay Bando Sezai!
demek sen ektin bu tatlı zehri köklerimize?
ne diyeyim Abi sana?
”helal olsun! ”..
taşırız bayrağımızı coşkumuzla
sallarız sağa-sola!
yüzümüzde neşe
içimizde o tarifsiz coşku!
erzağımız “küfürlerin” olur en ummadığımız anlarda
hayata gülerek bakarız Bando Sezai!
Öyle bir koydun, yerleştirdin ki “küfür”ü hayatımıza;
sökemez olduk, hastası olduk be Abi!
Seni doğuran o iki yüce insan
Fahiran Teyze ve Arif Dede’ye helal olsun!
Seni seviyorum Bando Sezai! ..
|