Sensiz Yalnızım...
Öylesine duygusalım,
Ağlar gibi buğulu gözlerim!
Yüreğim yalnızlığa büründü,
Ankara’ya su yetecek kadar hıçkırıklarla boşaldı
Aşkının lavları yeşilliğe ulaştı,
Acı içinde doğa teselli verdi,
Ağladılar benim için,
Sensiz perişanım!
Ateşimin içinde sarardılar!
Ne toprak kaldı ne yeşillik,
Nede güneş doğdu bugün...
Kapkara bulutlar, üşüten soğuk!
Sensizliğime ağladılar…
Sıcacık omuzunu aradılar!
Senin mutsuzluğuna üzüldüler...
Mutsuz ettiğine üzüldüler...
Bir demet çiçek-kır çiçekleri sevgi dolu ele geldiler
Günlerce yaşamadığın tebessümüne güldüler...
Kahretsin yollarda taşta yok ki...
Ayaklarımla vursam, atsam sinirimi,
Bağırsam… Özlem aşsa dağları!
Tene düşşe,
Nefesinde erise!
Gecenin karanlığı yatakta ışıklara bürünse,
Yaşatsa hazlar ülkesinde,
Yarın olmasa, hep o anda kalsa, ruh ve beden!
Çarşaf gülse,
Duvarda yansıyan sokak lambası gülse...
Sesler, uzaya yayılsa mutla!
Yalnızım... Çok duygusal,
Gözümden akan yaşlar muson yağmurlarına benzedi!
Yoksun işte, ne yapayım varmış göl, kumsal
İçine girsem soğuktur, veremez aşkının sıcaklığını!
Seni arıyorum, geçen anlara isyan... Nedir bu hal?
Mütevazı ve içten bir pıtırcık,
Güle dokunmuş pamuk ellerini,
Yağmur damlası güzel prensesim
Ağlıyorum,
Sanki gök gürültülü nisan yağmurları,
Sensiz yalnızım!
Safet Kuramaz
|