| 
				 Nuray Yıldırım 
 A r ı y o r k e n
 Gözlerimle karşılaştım bu sabah aynada,
 henüz suyun ıslaklığı üzerindeydi.
 Bir başka geldi bakışları bana,
 sanki yabancı bir insandı karşımdaki.
 Sonra bir avuç su daha yüzüme çarptım şiddetle,
 bu yabancılık geçer diye.
 Yine olmadı bu ben olamazdım.
 Nasıl da derinlerden yabancı bir bakış atıyordu
 o sırları yer, yer dökülmüş aynaya.
 Çekip bu yana mı alsam dedim,
 o yabancı yüzdeki gözleri.
 Olmuyordu işte,
 böyle bir yetenek henüz düşlerden,
 gerçek sanılan şu soğuk dünyaya gelmemişti.
 Ayrıldım yansıyan yabancı benden,
 aynanın önünden.
 Soğuk bir gün başlamıştı ve
 bu diyarlarda hiç yaşamamış gibi yabancıydım.
 Pencereyi açtım,
 bir parça temiz havayı
 ciğerlerime çekmek için.
 Garipti,
 sabah bile yabancılaşmış,
 sanki hareketsiz bir doğayla karşımdaydı.
 Yapraklar kıpırdamıyor,
 o minik ürkek serçeler ses çıkarmıyordu.
 Sabahın tatlılığı da yok olmuştu,
 oysa dün sabah içime öyle çok çekmiştim ki
 şu pencerenin önünde sabahın mahmurluğunda
 benim sandığım ciğerlerime.
 Şimdi ne olmuştu da böyle her şey yer değiştirmişti.
 Yoksa…
 Evet yoksa aynadaki o yabancı gözler…
 Hiç olmaz dediğim bir düşü
 bakışları ile gerçek mi yapmıştı.
 Dün benim olan, aynanın diğer tarafına,
 Aynadaki ise bu dünyaya mı gelivermişti.
 
 Nuray Yıldırım
 |