Yokluğun
Yokluğun, çok fazla koymuyor artık
Her gün batımında
Biraz daha unutuluyorsun
Unutmanın anlamını bilmeyen aklımda
Canımı acıtmıyor hasretin
Ne sıcağını ellerinin
Ne derinliğini gözlerinin, aramıyorum artık
Alıştım yalnızlığa, dokunmuyor hiç bir şey
Zoruma gitmiyor inan
Nerdesin, kimlesin aldırmıyorum
Ve özlemiyorum artık
Ne rüzgarlarda saçlarını
Ne başımı vurduğum duvarlarda omuzlarını
Yokluğun, çok fazla koymuyor artık
Her gün batımında
Bir parça daha eksiliyorsun
Kaybetmeyi hazmedeyen canımda
Anmıyorum seninle olduğum hiç bir günü
Bırak bir kenara yüzünü
Adını bile hatırlamıyorum inan
Bir iki ufak tefek şey var hala seni hatırlatan
Olsun onlar da çok şey değiller
Bir sabahlar var bir akşamlar
Bir de ikisinin arasında kalan dar zamanlar
Bir hasretin kadar sıcak yazlar
Bir yalnızlığım gibi üşüten kışlar
Bir de ikisinin arasında ki ilk ve son baharlar
İnsanları görünce hatırlıyorum seni
Kuşları, yağmuru, denizi, gök yüzünü ve çiçekleri
Bir de düşündüğümde
Ölüm ve yaşam denilen gerçekleri
Bir siyahı, bir beyazı görünce anarım seni
Bir de diğer tonda ki bütün renkleri
Dedim ya;
Yokluğun, çok fazla koymuyor artık
Her gün batımında
Bir santim daha azalıyorsun
Kainat kadar büyümüş düşüncelerimde
Her gün batımında bitiyorsun bende
Ah şu gün bir doğsa da bir sabah
İzin bile kalmayacak ya akşama
Doğmuyor, sensiz doğacak güne de günah
Yokluğun, çok fazla koymuyor artık
Her gün batımında
Bitiyorsun
Gün be gün hasretinle biten benle beraber
Metin Özturan
|