Damlabaşı Cinayet
sızılıyor çatlaklarımdan sızan
kırılıyor kor sandığım
kimseye açmadığım sandığım
bu yiten
bu yanılmışlık
her defasında on yedi yaşındayım...
hep yaş
ağacın eğileceği ıslaklıkta ve olmamış
bu sevda
ayarı bozuk bu yelkovan
bu yel her gece yüzüme vuran
ve kovamadığım yel
kovan...
bu yalan sevda terazisi
ekilemeyen içimin hasat vermeyen arazisi
uzak...
ak değildi sevdiği uzak olana
bu toprak aslında hiç ıslanmadı
ihtiyaç duyduğunda.
yalancı yağmurlar vardı
gidişinin emanetidir ki hiyanet olmaz
bıraktığın göz yaşı bile olsa...
gözümüz gibi bakıyorduk
gözümüzden akana
damlabaşı çalışıyorduk herkesi unutmaya
halbu ki unutulduğumuza ağlıyorduk ya da
aslında hiç yağmıyorduk bu toprağa
emanetin iadesiydi
gözüm, yaşım
zamanında içine akıttığım ne varsa...
Kürşat Uçar
|