Hep Bir Hiç İçin
Varlıkla yokluk arası bir yerde
Ya hep ya hiç sevdalar yaşadım hep
Bir hiç için…
Ölümle yaşam arası ince çizgide
Gerçek yalan karışımı bir şeyler işte…
Ve bu karışımın dozu hiçbir zaman elimde olmadı
Yalanların kimisi fazla gerçekti
Gerçeklerin çoğunda birkaç yalan eksik…
Her umutta vardı biraz hayal kırıklığı
Her bitişte başlangıç
Nasıl ki her şeyimdin her zaman her yerde benleydin
Ama bir o kadar da yoktun işte…
Sıcak günlerde yalnızlığın soğuğu hâkim bünyede
Ve de içimi yakan hasretin her soğuk günde
Şehir ne kadar kalabalıksa
O kadar çoktur aslında yalnızlık
Yalnız sandığın yüreğinde
Geride ve yarım kalmış kırık dökük bir kalabalık
Doğum günlerini ölüme yaklaştığımız içim kutluyoruz belki de
Öyle ya ölüm için ebedi hayat denmekte…
Devir güldürürken düşündürenlerin değil
Güldürürken ağlatanların devri
Ağlatırken düşünmeyenler…
Her çığlıkta bir susuş gizlidir
Her susuşta bin isyan
Sevilmek derdidir, insanı sevmeye iten
Birini özlemek onu bir daha özlememek içindir
Gelen gideni aratmaktadır
Ama gelen de bir gün gidecek olandır…
“Seni seveni değil sevmeyeni sevmektir aşk” sanıp
Sevmeyenin peşindeyiz hep
Bir hiç için…
Kürşat Uçar
|