Tek Mesajı Görüntüle
Old 05-10-2009, 12:33 PM   #6
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Yük Gemisinin Hayaleti

O ev köpükten borunun içinde uzaklık,
törensi dalgalardaki tuz ve bazı belirli kurallara göre,
ve bir koku, eski gemiden bir gürültü,
çürümüş tahtalardan ve paslanmış demirden
ve uluyan ve ağlayan yorgun makinelerden,
çarpıyor pruvaya, çiğniyor geminin böğrünü,
ağır ağır yiyor şikayeti, yutuyor uzaklıkları biteviye,
acı sudan bir gürültü yapıyor acı suda,
ve sürüklüyor ötelere o eski gemiyi eski sularda.

Geminin iç ambarı, loş tüneller,
günlerin limanda ara sıra ziyaret ettiği:
çuvallar, kasvetli bir tanrı gibi istiflenmiş çuvallar
gözsüz boz yuvarlak hayvanlar gibi,
şirin boz kulaklarla
ve dikkat çeken karınları şişmiş buğdayla ve kobrayla,
gebe kadınlardaki gibi hassas karınlar
hırpani boz giysi içinde bekler sabırla
avuntusuz bir sinemadan oluşan gölgede.

Ansızın işitilir en uçtaki suların
loş bir at gibi hızla geçişi,
suda at toynaklarının bir gürültüsüyle,
hızlı ve suların tekrar yuttuğu.
Ve zamandan başka bir şey kalmaz kamaralarda:
zaman o ıssız feci yemek salonunda,
kımıltısız ve görülür büyük bir kaza gibi.
Meşinin ve yıpranmış maddelerin kokusu,
ve soğan, ve yağ, ve daha fazlası,
ve geminin köşelerinde salınan birinin kokusu,
ismi olmayan başka birinin kokusu
gelir merdivenlerden aşağı bir imbat gibi,
ve seğirtir dehlizler arasından namevcut bedeniyle
ve ölümün koruduğu gözleriyle araştırıyor.

Renksiz gözlerle, bakışsız gözlerle, bakıp duruyor yavaşça
etrafına ve gidiyor titreyerek, varolmaksızın ve gölgesiz:
sesler kırışıklık ekliyor ona, şeyler delik deşik ediyor onu,
şeffaflığı parlatıyor kirli iskemleleri.
Kimdir hayalet bedeni olmayan bu hayalet,
gecesel un gibi hafif adımlarıyla
ve sadece şeylerin desteklediği bir sesle?
Dilsiz varlığıyla dopdolu ayağa kalkıyor mobilyalar
küçük gemiler gibi o eski gemide,
yüklenmiş onun mat, kararsız varoluşunda:
giysi dolapları, o yeşil çiyler,
perdelerin ve yerin rengi,
her şey tahammül ediyor ellerinin boşluğuna onun,
ve nefes alışı yıprattı şeyleri.

Kayarak gidiyor ve sürçüyor, iniyor şeffafça,
geminin üzerindeki soğuk havadaki sıvazlayan bir hava gibi,
görünmeyen elleriyle yaslanıyor filika küpeştesine
ve bakıp duruyor geminin arkasında kaçan acı denize.
Sadece sular reddediyor onun kudretini,
rengini onun ve unutulmuş hayaletten kokusunu onun,
ve soğuk ve derin giriyorlar dansa
ateşten varlıklar gibi, kan ya da güzel koku gibi,
yeni ve güçlü fışkırıp atılıyor sürekli bir birliktelikte.

Tükenmez, alışkanlıksız ya da zamansız,
yeşil yığınlarda, etkin ve soğuk,
vuruyor sular geminin kara karnına ve yıkıyor maddesini,
yarılmış kabuğunu, demirdeki kırışıklıklarını:
yaşayan sular kemiriyor geminin kavkını
ve değiş tokuş ediyor onların köpükten uzun bayraklarını,
ve tuzdan dişleri damlarlarda uçuyor havanın içinden.

Hayalet bakıyor denize gözsüz yüzüyle:
günün dolaşımı, geminin öksürüğü, bir kuş
uzayın yuvarlak ve yalnız denkleminde,
ve tekrar iniyor geminin hayatına,
düşüyor ölü zamanın ve ağacın üzerine,
kayıyor o kara mutfaklarda ve kamaralarda,
havayla ve atmosferle ve avuntusuz uzayla durgun.
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla