Tek Mesajı Görüntüle
Old 05-10-2009, 12:44 PM   #2
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Şikayetli Bir Kaside

Ey güller arasındaki kız, ey güvercinlerin sıkışıklığı,
ey balıktan ve gül çalısından hapishane,
ruhun susamış tuzla dolu bir şişedir
ve üzümlü bir çan tenin.

Ne yazık sadece tırnaklar var sana verecek,
sadece kirpikler ya da erimiş piyanolar,
ya da yüreğimden fışkıran düşler,
tozlu düşler tırıs giden siyah atlılar gibi,
hızla ve kazayla dolu düşler.

Sadece seni sevebilirim öpüşler ve gelinciklerle,
yağmurla ıslanmış çelenklerle,
dik bakarak kül grisi atlara ve sarı köpeklere.
Sadece seni sevebilirim sırtımda dalgalarla,
arasında kükürdün tok vuruşlarının ve düşünceli dalgaların
yüzüyorum mezarlıklara göçüp giden
belli ırmaklarda
ıslak ve coşkun çayır o hüzünlü alçı mezarların üzerinde
yüzüyorum boğulmuş yüreklerin ve gömülmemiş
çocukların solgun listeleri arasından.

Çok ölüm var, çok gömülüş
aciz tutkularımda ve umutsuz öpüşlerimde,
su var kafama düşen
uzarken saçım,
zamandan bir su, kendini koparmış siyah bir su
bir gece sesiyle, yağmurdaki
kuş çığlığıyla, kemiklerimi koruyan
ıslak kanatlardan sonsuz bir gölgeyle:
giyinirken ben, aynalarda
ve camlarda bakarken kendime sürekli,
işitiyorum nasıl beni izlediğini birinin ve hıçkırarak
beni çağırdığını hüzünlü bir sesle, zamanla çürümüş.

Duruyorsun toprakta, dolusun
dişlerle ve yıldırımlarla,
yayıyorsun öpüşlerini ve öldürüyorsun karıncaları.
Ağlıyorsun sağlıktan, soğandan, arıdan,
yanan alfabeden ötürü.
Mavi ve yeşil bir kılıç gibisin,
ve sana dokunduğum zaman durguncasın bir ırmak gibi.
Gel benim beyaz giyimli ruhuma bir buket
kanlı gülle ve külle dolu kupalarla,
gel bir elmayla ve bir atla,
çünkü karanlık bir oda var burada ve kırık bir şamdan,
kışı bekleyen bir çift titreyen sandalye,
ve ölü bir güvercin, bir sayıyla.
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla