Mahvolmuş Cadde
O yaralı demirin üzerinden, alçı gözlerin üzerinden,
kayıyor yıllardan değişik bir dil
zamandan. Bir kuyruktur kaba at kıllarından,
öfkeyle dolu taş eller, ve evlerin rengi
ölüp gidiyor ve çatlıyor mimarlığın kararları,
korkulu bir ayak kirletiyor balkonları:
ağır ağır, yığılmış gölgeyle,
kışla ve miskinlikle yaralanmış maskelerle,
gidiyor günler yüksek alınlara
aysız evlerin arasında.
Su ve alışkanlık ve yıldızın savurduğu
o beyaz çamur, ve özellikle
öfkeyle çanların dövüp durduğu hava,
yıpratıyor eşyaları, dokunuyor
tekerlere, duruyor
puro butiklerinin önünde,
ve saçaklarda büyüyor o kızıl saç
uzun bir ağıt gibi, düşerken dibe
anahtarlar, saatler
ve unutulmaya alışkın çiçekler.
|