Açık Mavi Sessizlik 
 
Sokak lambaları aydınlatıyor,  
Uzayıp giden kapkara geceyi  
Bir şehir yapayalnız, ıpıssız yatıyor  
Bakınca uzak diyarlara, bir göz ucu ile  
Görürsün gökyüzü ile sarmaş dolaş  
Mehtaba doğru uzanmış denizi,  
Eski aşkları anar gibi,  
Artık kaybolmuş, ılık rüzgar ile esen gülümsemesi  
Gündüzün yorgunu, puslu *******in sahipsiz yetimi  
Her yanını sarmış, insanın o kanlı eli  
İnce ince gözyaşı, kahverengi bir pas rengi  
Yosunlara dikmiş, açık mavi gözlerini  
Kasvetli ihtiraslara kurban solurken, zehri  
 
Seyrediyor sanırsın, Ayın yavaş yavaş süzülüşünü  
Demir hançerli canavarlar ile, boğuşan iskeleyi  
Acı ile karışık bir tebessüm atar gibi  
Hüzünlü bir şarkı söyler, sanki  
Bürünmüş ay ışığına, ufka doğru bakar misali  
Ararsın martı çığlıkları arkasında, o eski gamzeli gülüşünü  
 
Ağır ve horlanmış denizin, insan ile kavgası  
Bir öç alma misali vuruyor karaya, en derin dalgaları  
Yaldızlı rüyalara uyanıyorken, gece  
Kapılar ardında saklı bir yol, bilinmezliklere gebe  
 
Birkaç derin kahkaha bozuyor,  
Açık mavi parıltısını, sessizliğin  
Gülmekten katılan gözlerin arkasında, beliriyor  
Umudu kaybolmuş,  
Kırık dökük bir hayat…  
Deniz renkli gözlerde, anlık korkularla savaş  
Her saniye, biraz daha biraz daha, bedbaht  
Küçük zevkler ile çehreler, öylesine sarhoş  
Biter en derin sohbetlerde yalnızlıklar,  
Yüksek tonlu sesler arasında, yorgun kalabalıklar,  
Boğulur, şarap kadehlerinde zaman  
Şeytani naralarla, hor ve hakir insan  
Dakikalar, saatler, *******…  
Farkı yok, hepsi birbirinden beter  
Aynı renge soyunur, artık bedenler  
Acılara sünger mi çeker, kanlı mezeler  
Arar hüznün giriftarı yüzler  
Küçük küçük neşeler…  
Açık mavi sessizlikte  
Hüsran dolu ******* 
 
Ersen Devrim Şimşek 
		
	
		
		
		
		
		
	
	 |