Artık Yoksun 
 
Gözlerden uzak  
Uçsuz, bucaksız çöllerde  
Dağlarda, taşlarda  
Arardım aşkını  
Belleğime kazınmış bir kere…  
Ipıssız köşelerde, açan bir çiçek görsem  
Hep seni hatırlatır diye severdim  
Sonra, bir çocuğun gülümsemesinde bulurdum tekrar seni  
Şefkate muhtaç, yüzlerde görürdüm  
Duygu selinde boğulurken biçare ve mahcup,  
İnceden inceye içime sızan hatıralarını anımsar  
Yeniden hayran olur  
Gözyaşı ile anardım seni…  
Hep yollara küserdim  
Seni alıp götürürdü, benden uzaklara  
Bir bahar akşamı  
Bir kış günü  
Geri getirir mi diye  
Camlardan bakar, özlerdim seni  
 
Sen, ruhumdan apansız çıkıp gittiğinde  
Yalnızlığımla baş başa çaresiz kalıverdim  
Arardım, dört duvar arasında  
Gülümseyen gözlerini  
Donuk suretli fotoğraflarda  
Uzanmayan ellerin vardı  
Sevdan ile boyanmış duvarlara  
İçli içli bakarken  
Taze gün kokusu, birde sen yoktun odamda  
Cenaze otosoyla her gün taşırlardı  
Seni evimin bahçesinden  
Hep gözü yaşlı kalışım canlanırdı, karşımda  
Her gece, her göz kapayışımda  
Bir hayal oluverirdin, rüyalarımda  
Karanlıktan korktuğunu hatırlardım  
Gel, ne olur gel artık  
Diyen sesini duyar  
İçimi eriten sevdanı hissederdim, ama…  
Gözlerini göremezdim  
Bırakma ellerimi ne olur, beni yalnız bırakma  
Yaşaran gözlerimi silerek uyanırken  
Sensizliğin derin uykusundan  
Her odana girdiğimde  
İlişiyor hala gözlerime  
Son gün yazdığın iki satır not:  
“Sevgin ve duan yeter bana…”  
Hayır, hayır yetmiyor,  
Sensizlik milyonlarca defa, fazla geliyor 
 
Ersen Devrim Şimşek 
		
	
		
		
		
		
		
	
	 |