Tek Mesajı Görüntüle
Old 05-13-2009, 04:00 PM   #149
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57917
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Eski Amerikan’lar

Dışı pırıl pırıl sinek kaydı,
süt beyaz, açık mavi veya
sapına kadar siyah renkli,
içi geniş, koltukları
naylon döşemeli,

yanında tarifeli saatli,
pikaplı, etrafı damalı,
eski İstanbul'un
Amerikan arabaları vardı.

Deri ceketli şoförleri hafif abi olur,
sinyalleri sol koldan verirlerdi.
Yaylanan pikapta
Zeki Müren dinlenir,
arabanın içi mis gibi vanilya kokardı.

Barboros Bulvarında aşağıya
bir inişi vardı, yaylana yaylana,
çocukluk ya,
Kız Kulesi’ne gidiyoruz
hissine kapılırdım adeta.

O zamanlar İstanbul’da;
Beyefendiler,
hanımefendiler bulunurdu.

Taksici Abiler
iki tur fazla atmadan
taşralıları gidecekleri yere
bırakmazdı.
Sekiz kişilik dolmuş taksilerin
memur zihniyetli şoförleri vardı.

İstanbul’un ara sokakları
o zamanlar da şimdiki gibi dardı.
Taksici Şenol Abi günde iki sefer
bir kova su ile arabasının
içini dışını yıkar, paklardı.
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla