İçimdeki Mehmet
Buruk hurmaların dallarda ortamı renklendirdiği
Buz gibi bir aralık sonunda,
Derelerin sesinin yükseldiği bir mevsimde
Çiçek kokularının izine çıktığı zamanda
Güneşin işinin olduğu gri bir Pazar günü
Maşukiye’de,
Ormanda.
Bir balık lokantasında
Kor alevlerle yanan
Şöminenin karşısında
Ve
Uzun senelerin yorgunluğu üzerimize çökmüşse,
Bırak gitsin zamanı. Dolaşsın
Kendi bildiğince
Biz yaşayalım bu anı gönlümüzce
Tahta masalarda, toprak testilerde,
Buz gibi Maşukiye dağ suyu,
Arkamızda ayaklarının önüne yapraklar dökülmüş
Koca çınar
Karşımızda solgun ağaçlar,
Ve masamızda acılı cevizli ezme ile,
Tereyağında kızarmış mantar
Misket oynamak istiyorum,
Bir tek lokantanın bulunduğu
Bu dağ başında.
İçimdeki Mehmet daha on iki yaşında
|