Mühür
Hangi duvarda asılı
Hangi tarihi gösteren
Kaç takvim yaprağı daha koparmam
Gerekecek
Zamandan
Kavuşma anı için…
Kaç gece çabuk sabah olması ümidiyle,
Dua etmeliyim Yaradana
Gözlerim yanaklarıma akarak…
Kaç şiir daha yazmalıyım
Nazlı hasretinin kanadına
Parmaklarımla
Titreye titreye
Bin bir duayla sevgilim…
Sana hoş gelmelerim hoş kalmalarım
Kaçıncı bahardan sonra
Gerçekleşecek…
Santim santim
Vücudunu okşamalarım
Seninle bitmeyen sevişmelerim
Hangi çağın kapanmasından sonra
Hangi çağın açılmasıyla
Ebedileşecek…
Bilmiyorum…
Şu var ki bildiğim;
Diyebileceğim
Biliyor musun kadınım
Bir mühür
Kalbimizde
Lütufla basılmış cennet kokulu
Aşk yazgılı bir mühür
Hiç silinmeyecek
Ve zaten kimselerin de silme gibi bir lüksü
Olmayacak olamayacak
Bir bardak zemzem suyunun
Ağzımızda canlanmasıyla
Çöller yağmur duasını bırakıp
Şükredecek
Ve şükürlerle birlikte
Yeryüzünde ıslanmayan
Tek bir ağaç yaprağı hücresi bile
Kalamayacak
|