Aşmış Üye
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57915
Rep Puanı : 34658
Cinsiyet : Erkek
|
Ademin Nesli
Çeşit çeşit yaratmış rabbim ademi,
Kimi beyaz, kimi kumral, kimi siyahi,
“Kalu Bela” olsa da Bezm-i Alemde sözleri,
Başkadır kaderleri, benzemez asla parmak izleri.
Kimi adem kulluktadır Rabbine,
Secdededir alnı beş vakit,
Kimi hizmettedir kör nefsine,
İsyandadır Hakk’a her vakit.
Kimi sultandır mana aleminde,
Yüzse de yokluk, yoksulluk denizinde,
Kimisi hiçtir o “Din Gününde”,
Olsa da namı subay, kendi albay yeryüzünde.
Kimi adem, adam sanır kendini,
Giyince sırtına siyah cübbesini,
Takar elin at gözlüğünü gözüne,
Bilmez tükürür aynadaki yüzüne.
Kiminin okunmaz ne adı, ne sanı,
Yoktur ne makamı, ne ünvanı,
Lakin okur kalp gözünden,
Maziden atiye akan asırlık zamanı.
Kimi adem derviş hırkası giyer,
Sabah akşam durmaz insan eti yer,
Oturur “Nefsi Emmare”nin zirvesinde,
Yer beğenmez kendine kırklar meclisinde.
Kimi adem tapar kendi azgın nefsine,
“Benzemez Benzetir” kendi sapık fikrine,
Okur yazar çince, ingilizce, bilmem nece,
Lakin bilmez öz kitabından tek bir hece.
Kiminin iblisten olur iman mayası,
Geçmiştir boynuna kibirden olma halkası,
Secdesiz alınla, hiç eğilmemiş dik kafası,
Bekler mahşer’de dahi ayrı tören mangası.
Kimi adam olur gösteriş budalası,
Alkıştır, riyadır sabah akşam tek gıdası,
Ne “mizandır” ne “hesaptır” derdi tasası,
Razıdır cehenneme dahi olursa ayrı protokol kapısı.
Kiminin gönülden olur mayası,
Olsa da düz nefer, makbuldur her duası,
Helal lokmadır, her dem kutsal davası,
Allah Rızasıdır son nefeste kızıl elması.
Kiminin kul hakkından donanır sofrası,
Haram lokmadan beslenen asalak tayfası,
Kılavuz olunca kendine dev aynası,
İblise döner pusulası, helaka gider rotası.
Kimi adem sayar durur hiç bıkmadan,
Üç günlük emanet dünya servetini,
Kimi vakfeder gözünü hiç kırpmadan,
Allah için Hak için en son akçesini.
Kiminin localardır yurdu, yuvası,
Yoktur milli, manevi, derdi, tasası,
Dul karının kesesindendir gelir harcı, tuğlası,
Kendini oynatır meşhur duvarcı ustası.
Kozayı örenler kör amele tayfası,
Namı diğer “hür ve tanınmış” tırtıl mangası,
Baharda kelebek olup uçanlar başkası,
İpeği sağan eller yönetenler hep başkası...
Kimi adem; Durmaz bal yapar iki cihanda,
Boş petek koymaz yaz kış hiç kovanda,
Kimi adem; şaşar su döğer boş havanda,
Laf üretir, laf satar sağırlar pazarında,
Kimi mecnun olur yüzer aşk deryasında,
Bulur mevlasını, kara kuru leylasında,
Kimi firavun olur ipekten kozasında,
Helak olur, boğulur kendi inkar deryasında.
Kimi adem her dem ihanettedir,
Çalar oynar fitne fesat çemberinde,
Kimi yaşar kin nefret hücresinde,
Döner sofra-uçkur-kubur üçgeninde.
Kimi insan gayrettedir her mevsimde,
Pişer her dem ilim irfan meclisinde,
Yüzer EDEB denizinde aşk içinde,
Nuh’un gemisiyle gider kızıl elma peşinde.
.
Kimi şaşkın bilmez ki felakettedir,
Sallanır durur haram-şehvet beşiğinde,
Kimi bedbaht kalır gaflet eşiğinde,
Döner durur kendi kısır kör ekseninde.
Kimi miskin kalır zillete,
Firavun’un hizmetinde taliptir eşekliğe,
Kimi aptal cehalett mektebinde,
Maymunlar meclisinde razıdır şebekliğe.
Kimi zikreder seyreder mana alemini,
Dilden gönüle akar sırrı sultanım misali,
Aşktan gayri yoktur ne gamı, ne tasası,
Hak’tan gayrısını görmez gönül pusulası...
Kimi uyur kozasında “Yetim Hakkı” misali,
Dilinde dondurur, unutur gider “ismi celali”,
Seyredip durur akıp giden kum saatini,
Sayar boşa geçen aşksız, o avare günlerini...
|