Akrep ile Yelkovan
'Salak' demiş asalak, başörtüsü takana,
Akılsız demiş avanak, benim başörtülü anama.
EDEB’dir mayamız, aldırmayız her havlayana,
Elimizden, dilimizden ziyan gelmez adam gibi insana.
EDEB’siz adam, konulmaz bizde insan yerine,
Olsa da sahibi makam, 'sayın! ' dese de avam kendine.
Sanma ki sen ilericisin de, gericidir hep geride duran,
Sen Akreb’sin be adam saatte, anam bacım asıl yelkovan.
Öndedir akreb zahirde, kalsa da yelkovan önce biraz geride,
Tur üstüne tur çeker yelkovan, her gün senin gibi cüce akrebe.
Fazilette, EDEB’de, sen daha eksi çukursun be adam,
Oturmuş zirvede, nicedir secdede seni bekler bak anam...
Yetim Hakkı der ki aman aman;
Vazgeç çok geç kalmadan, “altın buzağı”ya tapmaktan,
Vazgeç Firavun ağzıyla müslüman horlamaktan,
Gün olur kurulur mahşerde şaşmaz mizan;
Kurtaramaz seni gelse de inan 'Hazreti Musan',
Tur Dağı’nın altında kalıp helak olmaktan...
Karun gibi malınla yerin dibine bir gün batmaktan...
İsmail Hakkı Soygeniş,
08 Ocak 2006, İzmir
Not: Nedense sık sık müslümanı horlamaktan zevk alanlar var.
Bu arada savunmasız analarım, bacılarım da hakaretten nasibini aldılar.
Onların adına, onların edebi ile, hakaret cevabsız kalmasın istedim.
Sözlerim yalnız inançları hor gören kişileredir.
|