Tek Mesajı Görüntüle
Old 05-16-2009, 09:52 AM   #20
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57932
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bağdat’ta Akşam;

Her akşam gün batarken Bağdat’ta,
Bir sızı dolar gönlüme damla damla,
Gökte açılırken huzur ve sükun perdesi,
Yerde kapanır kanlı vahşet sahnesi,
Günün son yolcusu güneş her akşam,
Girerken grubun koynuna yavaş yavaş,
Kapanır Bağdat’ta gamlı bir günün penceresi.

Gün solarken her akşam Al-Faw’da;
Akar gözlerimden yaş damla damla,
Yükselirken arşa mazlumun bedduası,
“Babil”den çıkar mağrur haçlı donanması,
Batılın şeytanla çiftleştiği her akşam,
Nefretin oluk oluk aktığı saraylarda,
Kapanır her akşam kanlı bir günün perdesi.

Her akşam gün inerken Irak’ta;
Arşa yükselir ezanlar dalga, dalga,
Rahmetin sicim, sicim indiği anda,
Serilir gurubun kızıl seccadesi semada,
Gönül ehli aşk ehli her gün, her akşam
Secde ederken güneşle Hakk’a yavaş yavaş,
Kapanır Irak’ta yaslı bir günün hikayesi.

Her gece mehtap doğarken çadırımın üstüne,
Bürünür kanlı Bağdat sim siyah mateme;
Lal oldukça islamın şakıyan bülbülleri,
Görmez elbet “Ehl-i Salib’in” şaşı gözleri,
Dilde gönülde eski bir şarkının sözleri;
“Gurbeti duya duya, bugün de akşam oldu arkadaş”
Yankılanır Bağdat’ta Diclenin dertli sesi.

Bağdat’a saraken seher vaktinin esenliği,
Özlerim Pınarların huzur veren sesini,
Kavakların türküsünü ninemin ninnisini,
Yıldızlar, gökyüzünün yetim öksüzleri,
Çocukluğumdaki gibi, çağırıyorlar sanki beni,
“Ver elini çocuk, haydi ver elini,
Kapatalım Bağdat’ta rezil bir günün perdesini”.

Bağdat’ta gün doğmadan önce şafakta;
Binsem diyorum sessizce Anka Kuşuna,
Çıksam gök kubbeye tekbirlerle gizlice,
Aşk ateşi ile yaksam, tutuştursam bu gece,
Gökteki kandilleri öksüzlerle bir,bir,
Yayılırken minarelerden ecdadın ezan sesi,
Başlasa Bağdat’a rahmet dolu bir kandil gecesi.

Bağdat’ta bu akşam, battı güneş, bitti bir gün,
Doğdu mehtap şimdi, sustu silah sesleri,
Gönlüm yıldızlarla gayri tatlı muhabbette,
Dilim yalnız ve yalnız Hakka’ı zikretmekte,
Gözlerim gökte ilahi güzelliği seyretmekte,
Ruhum yeniden Bezm-i Alemde,
Doğacak yep yeni bir günü beklemekte.

Güneş doğarken her sabah Bağdat`ta,
Kapanır gökte huzur ve sükün perdesi,
Açılır yerde rezil bir günün penceresi,
“Siyah Altun” zulüm olup dönerken sahibine,
Ecdadımın “Ahı” çıkar sanki aheste aheste,
Her gün, her akşam yeni baştan, sil baştan,
Başlar “Kavm-i Necip” millettin sabırdan çilesi,
Yazılır Irak’ta Alem-i İslamın ibret dolu hikayesi.
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla