Tek Mesajı Görüntüle
Old 03-31-2006, 03:39 PM   #2
Bostandere
Forum Aşığı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111
Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3058
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi : Bostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan


Malum, Missouri uçak gemisi, dünyanın en tanınmış büyük tonajlı gemilerinden biri. Missouri'nin kaptanı Kanada açıklarında normal seferini yaparken, radarda, geminin rotası üzerinde bir cisim olduğunu görmüş. Bunun bir gemi olduğunu düşünerek, derhal telsizle haberleşmeye geçmiş.

Missouri kaptanı ilk mesajda, "Şu anda bulunduğunuz konum ile rotamız çakışmaktadır, tamam. Lütfen rotanızı 15 derece doğuya çevirin, tamam" demiş. Ancak karşı taraftan, "Konumumuzu değiştirmemiz mümkün değil, tamam. Lütfen siz değiştirin, tamam" diye olumsuz bir yanıt gelmiş.

E adam dünyanın sayılı gemilerinden birinin kaptanı ya, sinirlenmiş haliyle. "Burası USS Missouri, tamam. Biz ağır tonajlı bir gemiyiz. Bu yüzden manevra yapmamız zor, tamam. Dolayısıyla geçiş hakkı bize aittir. Bu yüzden rotanızı değiştirmeniz gerekmektedir, tamam" gibi ültimaton yollu konuşmuş. Karşı taraf ise olumsuz cevabında ısrar etmiş: "Bu ısrarınızı anlayamıyoruz, tamam. Mümkün değil. Siz rotanızı değiştirin, tamam".

Bunun üzerine bizim kaptan sinirlenerek, "Lütfen kimliğinizi ve bağlı bulunduğunuz ülkeyi tanımlayın, tamam" demiş. Karşı taraftan ise şöyle bir yanıt gelmiş: "Burası Kanada Deniz Kuvvetleri’ne bağlı deniz feneri, tamam. Lütfen siz kimliğinizi tanımlayın, tamam!"
++++++++++++++++++++++++++++++


Japonların Pearl Harbor baskını sırasında ABD gemileri arasında batmayan tek gemi, Japonların üzerinde kızıl haç işareti olduğu için batırmadığı ilkyardım gemisiymiş. ABD için savaş tarihinin en büyük facialarından birinden sağ kurtulan bu gemi, Pearl Harbor'da başarı gösteren tüm askerlere verilen madalyaların üzerine işlenecek kadar önemliymiş.

Kaderin garip cilvesi sonucu, Pearl Harbor'un simge gemisi çok geçmeden eski önemini yitirmiş ve satılmış. Hem de Türkiye'ye.

Türkiye bu gemiye Ankara adını vermiş. Ankara gemisi Türkiye'ye uzun yıllar hizmet etmiş. Yıllar sonra artık çok eskidiği için jilet yapılmak üzere İzmir'e gönderilmiş. O zamanlarda Haliç Tersanesi'nde bir çeşme inşaatı varmış. Deniz Komutanlığı piyasadaki fiyatları yüksek bulduğu için tüm birimlerinde çeşmenin çatısının üstünü kaplamak için kurşun arıyormuş. İzmir'den Ankara gemisinde kurşuna benzer bir maddeye rastlandığına dair bir haber gelmiş. Haliç Tersanesi Komutanlığı, gemilerde kurşun kullanılmadığı gerekçesiyle bu haberi dikkate almamış. Çünkü yıllar içinde Ankara Gemisi'nin Pearl Harbor'ın ünlü ilkyardım gemisi olduğu unutulmuş.

Tesadüf eseri yaşlı bir astsubay İzmir Tersanesi'nden gelen mesajı görmese, gerçek ortaya çıkmayacakmış. Yaşlı kurt hemmen komutanlarına Ankara Gemisi'nin gerçek kimliğini bildirmiş. Uzman ekip Haliç Tersanesi'nden yola koyulmuş. Gemide yapılan incelemede bir kamaranın cephe duvarlarının yekpare kurşun olduğu anlaşılmış. Meğerse bu kamara ilkyardım gemisinin röntgen odasıymış. Böylece Japon saldırısından kurtulan tek geminin macerası Pearl Harbor'da başlayıp, Haliç Tersanesi Çeşmesi'nde son bulmuş

++++++++++++++++++

Olay soğuk savaş yıllarında geçiyo. Amarikalılarla Ruslar sürekli birbirleriyle uğraşıyolar taabi. Her iki ülke de diğerini sinir etmek için en olmadık yöntemlere başvuruyomuş. Amarikan Hükümeti, Sovyet Ordusunu psikolojik olaraktan çökertmek için bi plan yapmış. Amarika’nın en büyük lateks firmalarından biriyle anlaşılmış. Bu şirket bi Sovyet firmasına prezarvatif sipariş etmiş. Güya bunlar Amerikan ordusuna dağıtılacakmış. Hava, kara, deniz olmak üzere üç ayrı ambalajda hazırlanması istenmiş prezarvatiflerin. İşin can alıcı noktası ise boyutlarıymış. “Rusya’da duyulunca askerlerin morali sıfır olur” denilerek şu ölçüler istenmiş: En 8, Boy 30 cm.

Sovyet firması siparişi kabul etmiş. Sovyetler işe uyanmışlar taabi, onlar da yapmışlar hinliklerini. Bi’kaç ay sonra Rusya’dan kargo uçaklarıyla gelmiş prezarvatifler. Amarikalı askeri yetkililer binbir neşeyle açmışlar sandıkları, “Hahaha, herifler nası kompleks olmuşlardır şimdi” filan... Ruslar bütün herşeyi istendiği gibi hazırlamışmış. Kara, hava, deniz amblemleri, prezervatiflerin ölçüleri, heeeppsi aynı. Yalnız tüm ambalajların üzerince fazladan bi not varmış. Size: Medium
+++++++++++++++++++++++

Bu efsane, 80'li yıllarda dilden dile dolaşıyordu. Gazi Kız Öğrenci Yurdu'nda bir grup kız, eğlence olsun diye cin çağırmaya karar vermiş. Bi odaya toplanıp başlamışlar seansa. Cin çağırmadaki en önemli husus da, cini geri göndermekmiş. Kızlarımız cini çağırıp bi güzel eğlenmişler. Hatta dalga falan bile geçmişler, gülmekten yerlere yuvarlananlar olmuş.

İşleri bitince cini göndermek istemişler ama cin gitmiyomuş. Saatlerce uğraşmışlar. Sonunda cin gitmiş. En azından öyle sanmışlar. Gece yarısından sonra ise katlardan tuhaf tuhaf gürültüler gelmeye başlamış. O aralarda da bi sapık hadisesi yaşanmışmış yurtta. Cin olayını bilmeyen diğer kızlar korku içinde gürültüleri yurt idaresine haber vermiş. Gene sapık geldi sanılmış ve yurt didik didik aranmış ama bi'şey bulunamamış. Herkes tekrar odasına çekilmiş. Ancak o tuhaf gürültüler hala devam ediyomuş. Bu kez polis çağırılmış. Bütün kızlar dışarı çıkarılıp bi de polis didik didik etmiş yurdu. Ama yine nafile. Hiiiç bi'şey bulunamamış.

Bu esrarengiz gürültüler durmuyomuş. Cin çağıran kızlar, olayı kendi aralarında konuşurlarken birisi, "Yaa yoksa bizim cin mi gitmedi mi, o çıkarıyo olmasın bu gürültüleri?" demiş. Aynı cini tekrar çağırmaya karar vermişler. Evet, gerçekten de önceki cin kendisiyle alay edildiği için gitmemiş ve cini kim çağırdıysa ancak o ikna edip gönderebilirmiş. Cini çağıran grubun başındaki kız panik olmuş. Çok da iyi bilmezmiş bu işleri. Ertesi gün bilenlerden cinlerle ilgili bi'şeyler öğrenerek cini göndermeye çalışmış. Ama o gürültüler durmamış. Cinin gidip gitmediği tam anlaşılamamış. Ancak o günlerde Gazi Yurdu'nun üst katlarından atlayarak intihar eden kızın, işte bu kız olduğu söyleniyormuş.
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
__________________




Bostandere çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla