Forum Aşığı
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111
Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3045
Rep Puanı : 65437
Cinsiyet :
|
Unutulmuyor, bitmiyor, geçip gitmiyor...
Her gece olduğundan biraz daha muhtacım sana
Kırgınım aslında, kızgınım…
Hayır sana değil;
Seni kırıp üzen şu aptallığıma…
Ne olursa olsun
Zamanım da mekanım da değişmiyor
Hep her zaman aynı yere çıkıyor bütün yollar;
Sana!..
Uzun zaman oldu içimdeki maviler donalı. Kendim seçtim sevdayı tek başıma
yaşamayı. Yalnızlığımın sorumluluğunu taşıyacak kadar da yürekli olduğumu
düşünür ve söylerdim herkese gururla. Geceler sancı olur işlerdi içime ama
yüreğimde yaşattığım sevdamı düşündükçe, içime yayılan sıcaklık alıp götürürdü
tüm sancılarımı...
Ne kadar zamandır böyleyim, ne kadar zamandır en yakın dostum özlem,
hatırlamıyorum. Sanki zaman durdu. Evet özlüyorum ve özlemeyi de seviyorum.
Çünkü özlemin içinde aşkım, mutluluğum, umutlarım var. Gidenlerin ardından ağıt
yakmamayı öğreneli çok uzun zaman oldu ama sen bambaşkaydın. Kimseyi senin kadar
sevmemiştim ki. Seni birine anlatmaya kalksam sözcükler yetmiyor, kelimeler
acizleşiyor. Neye benzetsem, hep bir yanın eksik kalıyor...
Gülemiyorum artık? En iyi yapabildiğim şeyi kaybettim? Aslında önce seni ve
senle birlikte herşeyimi kaybettim. Yanımda yoksun. Olsan sarılırdım sana sıkı
sıkı. Bırakmazdım, sıkılır, bağırır çağırırdın ama ben biraz daha fazla
sarılırdım sana. Biliyorum benden bağımsızdın, hiç sahip olamadım sana. Olmakta
istemedim aslında, çünkü hep yanımda olacaktın... Ya da ben öyle sandım...
Dinlediğim her şarkıda, her yağmurda ıslanışımda, dalgaların kayalara
çarpışında, her nisanda ve her eylülde, sen yeniden gidiyorsun benden. Ben bu
ayrılışların acısını yaşarken, birgün gidebileceklerini düşünerek, kimsenin
gelmesine izin vermiyorum…
Sana ilk satırlarımı yazdığımda, yine mum ışığı vardı odamda. Soğuk, beyaz bir
defterin her şeyi hayale dönüştüren sayfalarında, ilk kez seni yaşamıştım. Şimdi
uzun yağmurların ardından yine mum ışığıyla dolu odamda, yine ve hala sana
yazıyorum. Çünkü ben her hayal kırıklığım, her duvara çarpışımdan sonra hala
sana dönüyorum.
Ortasından kopartıldığı için hiçbir zaman sonu gelmeyecek günlerimize dönüp,
hala seni arıyorum... Çünkü hala seni .........
++++++++++++++++++++++++++++
Sen, yalnızlığına inat bütün bir geceyi, sevgilinin düşüyle geçirebilir misin? Gelmeyeceğini bile bile, sanki her an kapıdan girecekmiş gibi gözünü kırpmadan sabaha kadar bekleyebilir misin?
++++++++++++++++++++++
Ne unuttum, ne de sevmekten vazgeçebildim...
Biliyorum ki bir yerlerde, düşünüp düşünüp gülüyorsundur bana...
Unutulmaz demiştin de gülmüştüm sana;
Haklısın desem yüzüm kızarır...
Yaşamdı bir bakıma beraberliğimiz;
İnişleri çıkışları olan;
Bittikçe yeniden canlanan...
Seviyorsun demiştin de gülmüştüm sana,
Beni benden iyi tanırsın bilirsin...
Savruluyor yaprakları hatıralarımızın,
Tutamıyorum!
Tutamıyorum, çünkü gücüm yok,
İnan, ağlamak bile anlamsız geliyor artık
Birşeyler yapamıyorum sana ulaşmak için...
Giderken "Hayatımı değiştirdin" demiştin,
Gülmüştüm sana...
Değiştiren bendim ya çarkın yönünü
Ayrılığa dönmeye başladı tüm saatler
Ayrılık ki dert!
Ayrılık ki hata!
Ayrılık ki pişmanlık!
Gelemezsin artık, gelemem
Koca koca acılar kapladı aramızı ,
Devrilmez silinmez...
Unutamazsın demiştin ya;
Haklısın!
Seviyorsun demiştin ya;
Haklısın!
Ne unuttum, ne de sevmekten vazgeçebildim...
Biliyorum ki bir yerlerde,
Düşünüp düşünüp gülüyorsundur bana;
Vah koca ahmak!
Vah kendini bilmez!
Sen benden ayrılabilir miydin ki diye!
Gül, anlat bakalım halimi herkese
Beni böylesine benden çalabildiğin için;
Beni sen yaptığın için;
Sevdiğimi bile bile;
Gitmeme izin verdiğin için;
Asıl ahmak sensin bilesin........
Bugüne kadar ne yaşadıysan yaşadın. Bunların hepsinden sıyrılıp, özünü asla yitirmeden yeni bir kimlikle başka dünyalar kurup yeni hayatını mutlu kılmak için uğraşabilir misin?
Yağmurun altında aklında sevgilin, dudağında onu anlatan bir şarkıyla mırıldanarak saatlerce yürüyebilir misin? Oysa herkes kaçmaktadır yağmurdan. Seni ıslatanın aslında yağmur değil aşk olduğunu anlayabilir misin?
Yüreğini cesurca açıp, bazen ağlamayı, bazen ümitsizce beklemeyi, bazen öfkelenmeyi ve herkesin huzurlu olarak nitelediği sakin, beklentisiz, sürprizlere kapalı hayatını terk etmeyi göze alabilir misin?
Nefes almanı zorlaştıran, yüreğinin yerinden fırlayacak gibi çarpmasına neden olan, hoş ama zaman zaman da sıkıntı verici o heyecanı, saklamaya ya da azaltmaya çalışmadan her zaman taşıyabilir misin?
Özlemin, küçücük bir kordan, kentleri yakacak kocaman bir yangına dönüşmesine izin verebilir misin?
Elde ettiğin her şey senin olsun. Sen yarın için hayal kurabilir misin? Arzuladığın sevgiliye kavuşmanın hayalini kurmaya cesaret edebilir misin? Bunu yaparken bazılarının sana "******" deme riskini göze alabilir misin?
Hiçbir şey düşünmeden, sadece o anı yaşayıp yüreğini, beynini, bedenini coşkunun ve hazzın kucağına teslim edebilir misin?
Nerede olduğunu, kim olduğunu, kimlerle olduğunu unutup, sıyrılıp kaygılarından dans edebilir misin saatlerce?
Hem kendini hem sevgilini hatalarıyla, değiştirmeden kabul edebilir misin? Her güne yeni bir isim verip başka başka anlamlar katabilir misin? Hiç kimsenin görmediği güzellikleri fark edebilir misin?
Ruhuna ihanet etmeden, sadece yüreğinin sesini dinleyerek ve yüreğin sana "o" dedikçe onun izinden gidebilir misin?
Söyle ey yar, sen gerçekten bana aşık olabilir misin
__________________
|