![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57909
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ateş Çiçeği-11
Arif Bey geldi de bağlar karıldı Deli deli akan sular duruldu Arif Bey türküsüne ait, Bayat ilçesinden derlenmiş iki dize. Yol kıyısında çürümüş at kemikleri Çürümüş bir suskunun üstünde gerili gök kişiliksiz bir mavi Köyler terkedilmiş gibi / can- cin yok Yoksul mezarlıklar yol kıyısında taşları esamesiz sarı birer diş gibi Toprak tepeden tırnağa çopur Tepeler tıknaz- bodur Kıpırtısız bir yol / silinmiş gibi Bin yıldır hiç kimse geçmemiş gibi Ve küstahça oturan zaman kulak kesildi / ösürgelendi Kişiliksiz maviliğe akşam yürüdü Ve arkasından gece Kuva-i Milliye’den yana kavi Ufuktan beriye bir kara yaylı tırıs halinde O zamanın çocukları bugün anlatırlar ki Çanlarına çaput sarılmış duyulmaz kara yaylının sesi Üzerinde şimşek gözlü bir deli Yarbay Arif Bey ve avanesi Derler ki kitaplar yazmadı bunları daha yazsa ne çıkar Arif Bey'in yüreğini anlatamazlar Ki bir gün Mustafa Kemal Toplamış başına böylesi delileri Her birini bir diyara göndermiş Gelsin hele kurtuluş Kiminiz Cumhurreis Kiminiz başbakan demiş Bu bir söylentidir elbet de yalan Ama budur hikaye Arif Bey'in dolaştığı yerlerde anlatılan Kitaplarda söylenir ki: Arif Bey l875'de Harput'ta doğdu. Binbaşı Osman Bey'in oğludur. l895'de harp oklunu bitirdi. Sicil numarası 1311-C-piyade 27. Balkan Harbinde 32. Alay, l. Tabur komutanı olarak görev yaptı. Birinci Dünya Savaşında, 12. Alay komutanı olarak Çanakkale'de Arıburnu'nun sol cenahında görev yaptı. Daha sonra 12. Alayla Diyarbakır ve Bitlis'de bulundu. Yarbay rütbesiyle İzmir Merkez Komutanlığına tayin edildi.* * İplikçioğlu, Niyazi, Milli Mücadelenin Meçhul Kahramanlarından Yrb. Bayatlı Arif Bey ve ölümü, 3. Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyum Bildirileri.sf. 9l Diyarbekir tireninde Yollar bitmiyor *******e giriyor külüstür vagonlar tünellerden geçiyor Loş bir kompartımanda Müthiş zamanların kokusu Birisi 'Mavi gözleri çakmak çakmak' General Mustafa Kemal Diğeri Yarbay Arif Gözleri eladan karaya doğru Deli ateşler tutuşuyor Yarbay Arif'in yüreğinde Şimşekten yontulmuş sözler söylüyor Mustafa Kemal Yangınlar çıkarır yürekte Umutlar dokunur rayların üzerinde Diyarbekir tireninde Ve bir köşede kıpırtısız Yüzü mum gibi hüzünlü Loş lambanın ışığında Uzun parmakları ıssız Kuzguni saçları dökülmüş omzuna kelep kelep Dal gibi genç bir kadın Diyarbekir ovasında bir tarlada bir bakışta vurulmuş Arif Bey'in ikinci hatunu Zeynep Kara tren gidiyor yüce dağlar devirip Yüreğini biler gibi Binbir beladan çıkmış Yarbay Arif'in Kitaplarda söylenir ki; Yunanlılardan İzmir'e çıkışında ilk direnişi başlatan O'dur. İzmir 'den tek başına Bursa'ya kaçtı Yanında birkaç subay ve er olduğu halde, kıyafetini de değiştirerek, Seyitgazi'ye geldi. Arif Bey bu yörede bir taraftan milli bilinci uyandırmaya çalışırken, bir taraftan asker toplamağa başladı.* Kitaplarda söylenir ki; Eskişehir Ahz-ı Asker kaleminden mevrut 23 Haziran 335 (1919) tarih ve 506 numaralı şifreli telgraf özeti: I Kor Ahz-ı Asker kalemi Riyasetine Refakatinde 8 piyade neferiyle tek atlı iki yaylı arabası bulunduğu halde Seyit Gazi'ye muvasalat eden piyade kaymakamlarından Arif Bey, Binbaşı Abdullah, İstihkam Yüzbaşısı Nurettin ve meçhul bir topçu teğmeni, dolaştıkları mıntıkalardan asker topladıkları, İzmir'i kurtarmağa gidecekleri ve Yunanlılardan intikam almak fikriyle mah-ı hali 21 Cumartesi günü ezani saatle Seyyit Gazi'ye geldikleri hükümeti mahalliye tarafından Eskişehir mutasarrıflığından alınan istihzanda derdestleri emir alındığında mahalli jandarma komutanlığı 3 defa teslim olmaları teklifine ademi inkiyatda bulundukları tarafeynden olunan müsademede bir nefer meyyiten (ölü olarak) Binbaşı Abdullah Efendi ve bir nefer de hayyen (sağ olarak) elde edilerek Eskişehir mutasarrıflığına teslim edildikleri.. Arif Bey bu badireden kurtulduktan sonra... * İplikçioğlu,Niyazi (a.g.y) ** Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, 39.sayı, 939 no'lu belge.(aktaran,N.İplikçioğlu-agy-) İşte böyle kaçılmış Seyitgazi müsademesinden Osmanlı zaptiyesi bir hayli at koşturmuş peşlerinden Üstlerine yaylım ateş etmişler Vurulmuş yaylıdan bir kuvacı er kalmış yolun ortasında Eskiler ekmeğe el basıp söyler Sonradan satırla doğramış tetik çeken parmağını Arif Bey'in askerini vuran asker Arif Bey düşünür / yüzü çığsilah Aziziye toprağında ne olmuş görek Bayat yaylasına karargâh kurak Afyon'da paşalar neylemiş sorak Soğukkuyu Köy'ünden Kara Ahmet Ekizceli Bekir Çavuş - Seydi Çavuş Suvermez'den Üseyin - Bayat'tan Püsküllü Tatar Hasan / Abiloğlu Ayı Veli - Aşık Halil Genlik'li Maşta ile Osman Onbaşı Kayılı Hasan Çavuş Bir de Gımık Bekir vardı Çukur Kuyu'dan Aziziye'den Tahir Efe - İbici Gömü'den İzci ve ötekileri Kim bilir sağ döndü hangileri Hey gidi Balkanlar Hey gidi Çanakkale ahd olsun size Arkamızda mezarı taşsız kalan Binlerce şehidin kemikleri / size and olsun Çapulcuya sorgu- sual sormadan Döneklere hiç mahkeme kurmadan Halkı soyanları konuşturmadan Alalım kellesini tavuk başı koparır gibi Böcek çiğnercesine ezelim cesedini Kalanlar bize yeter Kalanlara alem-i şan olsun Sür atları Seyis Vahit Varalım hayır olsun.. Arif Bey dediğin kan içer kanmaz Düğmeni açık unutsan yatırır falakaya Dedi içinden içinden Tabaklar’lı Kara Vahit Vurdu kamçıyı atlara Kaçsan kaçamazsın Azrail gibi Yer yarılsa yere girsen bulun izini Öldürse kurtulursun Öldürmez oyar gözünü Yarbay Deli Arif derler şakası yoktur Vurdu kamçıyı atlara Tabaklar’lı Kara Vahit Balkan Harbi geçti gözlerinin önünden Ve sonra Çanakkale- Arıburnu Kan ve yangın cehennemi Şimdi / binlerce asker firarisi Bütün dağlarında Anadolu'nun Satılmış bir devletin dağılmış ordusundan Açlığın ve bitin yağmasından geriye iskelet kalan Gecede köyler geçildi insansız Arif Bey uyumaz yüzü depremler içinde Yer gök düşman içinde Hainler ne kadar çok Çete kuracak bozkırdan Başka yolu yok Sahi bir de Kar' Üseyin var idi Karacalar Köyünde efelik yapar idi Arif Bey bir aralık geçmişti de buradan Duymuştu da namını Gidip bulmuştu karargâhını Tevatür davar kesilmiş Kan ve ölüm günlerinde yenilip içilmişti Düşündü Arif Bey Hüseyin biraz ayardı O kel kardeşiyse kurnaz Madem ki çete kurdunuz Ayırın haklıyı haksızdan Devlet kendi canının derdine düşmüş sağlayın buralarda asayişi Soygunculuk çapulculuk olursa Bir gün mutlaka gelirim Gidin sorun nasıl adam Deli Arif'i demişti Aradan zaman aktı Bir de aklında kalan sis rengi rakı ve kuzu gözlemenin tadı Düşündü Seyis Vahit Dedi ki Yarbayım meramım vardır Eveleyip geveleme - kısa kes- denk yükle Söyle len nedir derdin... Körpe gelin koymuş idim ardımda Şimdi bilmem kimim kaldı yurdumda Kısmet yolumuzu sılaya vurdu Birkaç günlük izin verirseniz bana Düşündü Arif Bey Sustu çıkardı tabakasını bir tütün sardı Tabaklar’ lı Kara Vahit Nice yangınlar yaşadık Bir türkü çığır bakalım Olsun açlığımıza katık Bu yel Emir Dağları'nın yeli kokusunu bildin mi Bir türkü söyle ki yanık efkârdan Ölüm var- ayrılık var Belki de bir daha esmez bu dağlar yarına çıkmamak var Bir güzele yanar oldum özümden Kendim ladim oldum kendi sözümden İk'ellerim gitmez oldu gözümden Hala gitmektedir dem dem üstüne Bu dünyada vefa gitti naz kaldı Yandı ciğer kebap oldu köz kaldı Bu dünyada ocakzade az kaldı Halâ gitmektedir dem dem üstüne Tabaklar’lı kara Vahit Avaz etti karanlıkta sesi dağları dağladı Gevşedi de Arif Bey'in demir yüreği hamur oldu Nedenini kimsecikler bilmedi İçin için hıçkırarak ağladı Ağaç ayaklı gaziler doğruldu yerlerinden çocuklar ve kadınlar çevreledi yaylıyı Ali oğlu Mıstafa babam olur bilin mi İlebeç oğlu Seydi dayımdır tanır mısın Halil oğlu Iramazan kocamdır gördünüz mü Hoş geldiniz konuklar Cephede ne var- ne yok Burada işler bozuk Kıtlık çalar - yokluk oynar Telef çok Atladı yaylıdan Yarbay Arif Bey Koca bir dağ gibi dikildi Baktı sıska sefil perişan kalabalığa Derler ki Tevatür olmasın boyu üç metre filan gibi Tıpkı bir yanardağ gibi kükredi Kesin lan başıbozuklar Biz ne asker kaçağıyız bazılarınız gibi Ne de haberci- tatar İvedi su dökün atlarımıza Açız / ekmek getirin Altımıza hasır serin dinlenek Ki ondan sonradır ki vardır elbet bizim de bir lafımız Diyek... Korku ile kalakaldı suratlar Sesler kesildi Maden kovalardan sular boşaldı ardıçtan hatıllara Atlar süzdüre süzdüre içti Doru olanı tınsırdı Kır olanı kaşandı Ve ancak tanıdı anası Vahit'i Kuzum - dedi Meledi kuzular gibi Sarıldı... Haşhaşlı katmer ve oymaç yediler Sonra Arif Bey konuştu mavzer patlarcasına Benim adım Yarbay Arif Deli Arif derler lakabıma Kuva-i Milliye ordusundanım Esasen Bayat'tanım Cellat olmaya geldim İngilize- Fransıza- Yunana Azrail tayin oldum asker kaçaklarına çapulcuya- eşkıyaya Eli silah tutanlar bana katılacak Katılamayan peyderpey asılacak Çünkü cümle memleket işgal altına. Herkes bunu böyle bilsin Kara Vahit şimdi sana gelelim Madem izin istiyorsun kal Yarından sonra gel Bayat'ta beni sor bul Altında bir at olsun Ki seni tanırım / eğer gelmezsen Gelir mutlaka bulurum Bulur ateşe veririm Kaçsan izini sürerim Leşini itlere veririm Sen de beni tanırsın sakın unutma... O günün çocukları bu gün anlatırlar ki Tam iki gün sonra akşam köründe Ulu azatın altında atlılar durdu Terli ve dehşetliydi yüzleri Ölüm- yaşam arasında suskundu dallar Kaç ölüden artakalan soykalarıyla canlı cenaze insanlar Bir korku ateşinde / rüzgâr kupkuru Arif Bey Vahit'i sordu Üç gündür saklandığı ağacın tepesinde Kara Vahit korkudan geberiyordu Çekti silahını Deli Arif iki el ateş açtı havaya Dalların arasından aktı mermiler Vahit işedi donuna Yaktılar samanlığını Mıstafa Emmisi'nin Kardeşi Tatık'ı götürdüler yerine al bir gürenin sırtında O günün çocukları bu gün ihtiyar Samanlık yandı dumana boğuldu sokaklar Anlatırlar ki Gece aysız ve sırdaş hırsızlayın karanlıktı Bayat Boğazındaki konak yerinde Tatık gözlerini kırpmadı Çeteciler uyuyunca al gürenin sırtına atayıp kaçtı Ve aynı gece sabaha ulaşmadan Yitti iki kardeş Emirdağ toprağından Bir daha dönmediler Arif Bey ölene kadar
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|