![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57911
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ateş Çiçeği-12
Kitaplarda söylenir ki: (Seyitgazi müsademesinden kurtulduktan sonra) 'Arif Bey doğruca Bayat'a geldi.. Eğrilitepe yaylasına çıktı.. Civar köylere adam salarak ilk Kuva-i Milliye birliklerini kurmağa başladı, Milli Mücadelenin ünlü Karakeçili alayının nüvesi bu şekilde kurulmuş oluyordu.' İplikçioğlu, Niyazi, a.g.y. Mangalı gümüş de maşası altın On iki jandarma takınır martin Gavık süpürgeci, arşıncı Artin O güzel günler de yadıma geldi Kır atına binmiş önüme geldi Odasına düştüm halı döşeli Bedel gabil olsa yeterdi malı Kör Vali gelir de ister sabini Yerine de sadık Beyi salalım Beyim kalksın biz yerine ölelim Emirdağ Kuva-i Milliye Reisi Aptilkadir Ağa'nın ağıdı; (1928'de karısı Kezban yakmış) ** Yaldızkaya, Ömer Faruk,Türkmen ağıtları Bütün kavgalarda böyle olmuştur Varsıllardan para Yoksullardan can Kaçaklar Aç bi ilaç - saldırgan Binlerce serseri mayın ortalıkta dolanan Yenilmiş ülkenin dul kadınları Yapışmış sabanın sapına El gölgeliği eder mert olan Namussuz saldırır şehidin namusuna Yıkıntılar arasında bir depremin dumanları Kan ile sulanıp yalımlara kızarır ateş çiçeğinin goncaları Bütün kavgalarda böyle olmuştur Varsıllardan para - yoksullardan can Söylerler ki Beş yüz atlı Yüz yetmiş piyade tamam eyledi Bir bakarsın Sandıklı Ekinhisarı'nda Bir bakarsın Şuhut'ta Çobankayası’ nda Yapıldak'ta at sular Eşkıya kovalar Aziziye tez Köyü'nde Derler ki dağlara haber salar İneni bağışlar orduya katar İnmeyenin evini yakar Anlatırlar Aziziye Kuva- i Milliye Reisi Aptil Kadir Ağa Dededen atadan varsıl Neredeyse iki yüz okkalık kara okkayla Ak kadın diye birini kıçını yumaya hizmetçi tutmuş Yaylasında topakevi- davarı Urum'dan- Şam'a gider katar katar kervanları Lakabına Papaz derler Gövdesi dehşetle kıllı Aziziye Kuva- i Milliye Reisi Aptil Kadir Ağa Arif Bey oturmuş ağanın konağında Aklı Kuva- i Milliye karşıtlarında Gözleri çığsilah Dikir dikir seyriyor alın damarı Bana bak Aptil Ağa Ya külliyen ölürüz Ya vatan kurtulacak Önemi kalmadı gayri Sıkışmışız - çemberimiz dar ımış Erzak- silah yok imiş Köyler aç- dağlar kar imiş Duyduk ki burada da yeygisi fazla gelip anrışanlar var imiş Dedik ki buradan başlayalım Kuva- i Milliye'ye cephe tutanı atın bokunu tepelediği gibi tepeleyelim Derler ki Soğukkuyu'lu Kar' Ahmet Efe Ekizce'li Bekir ve Seydi Çavuş Köçekoğlu Tahir Efe orada idi Aptil Ağa toparlandı Senin dediğin adamlar üç- beş kendini bilmez Lakin bunların dışında Kendini devlet sayıp vergi toplayan Cepheye gideni- ben saldım- sayan Ordu kurmuş Emirdağı'nın başına Sanır ki çeteleri yenilmez - kolu bükülmez Daha başka eşşekler var anrışan Memleketi işgal eylemiş gâvur Kendi gavurumuza gücümüz yetmez Vay anasını / diye bağırdı Arif Bey Hay senin ananı avradını / milyon kere... Oltu Taşı boncuğunu karşı duvara fırlattı Boncuklar saçıldı yere Yüz küsür okkalık Aptil Kadir Ağa dirkeden attı Sustu Arif Bey Ateşin bir anlık susuşu gibi parlamadan önce Hey ulan hey dedi Hey ulan hey.. Kalktı Yürüdü iki adım Bir süre dışarı baktı Oturdu yerine Bir tütün sardı yaktı Bak Aptil Ağa dedi Kan içinde bir ömrü kim isterdi... Merhamet, iyilikten farklı olarak çoğu kez gaddarlık olarak görülür. Ekleminden çıkmış bir kemiği düzelten hekimin yarattığına benzer bir sızı yaratır insanda merhamet. Bir aptal, cahil, hatta suçlu kişi bile iyi olabilir. Ama cahil bir insan merhametli olamaz. İşin özünü anlamak gereklidir merhametli olabilmek için.. Fiş, Radi, Ben de Halimce Bedreddinem, Mazlum Beyhan çevirisi İlk çığlık Yıkılmış bir dünyaya ilk isyan haykırışı Duyduğu hep inilti - hep ah Gördüğü / Kolları kopuk Yarası bülgüyen cesetler Nere gitse / işgal edilmiş insanlar Kısır gök - dul toprak Unutulmaz derecede umutsuz gözler Korkak ve hayvani bakışan Bir de derin bir yerlerde okunan Kur'an Ve Binbaşı Osman Bey'in sevdiği gramafon plakları Çok eski zamanlardı onlar Yitik birer masal gibi kaldılar Hiçbir şey yakışmazdı insan yüzüne sevgiyle gülmek kadar... Arif Bey'in suratı fırtınalı bir gök gibi devindi Konuştu birden bire / sesi sakindi Bak Aptil Ağa dedi Babam Binbaşı Osman / Bayat'tan olur Nereliyim unuttum aslını ararsan Hayat her yerli yaptı beni Askercilik oynayarak büyüdüm Ve bitirir bitirmez harp mektebini Balkan Savaşı'nda buldum kendimi O gün bu gün Öldürdüğüm insanların sayısını unuttum Artık öldürmek Bir çobanın her akşam oyunlarını sayması gibi... Ama öyle bir dünyada birilerinin an okuması gibi bir müezzinin dürmeyi iş sayarak ürmesi gerek... Çanakkale - Arıburnu Diyarbekir – Bitlis derken İzmir Merkez Komutanı tayin edildim Yunan'a karşı teşkilâtlanıp direnmeyi denedim Çıkarttım osmanlı üniformasını sırtımdan Pis bir paçavradan sayıp yaktım... Hasılı vel kelam Daha nice badireden atlayıp geldik buraya Cem-i bedenimde kavga izleri Canalıcı benden korkar Unuttum kaç kelle kopartmışım kulak kesmişim - avurt dilmişim Kar' Üseyin dedikleri kim Korkudan dağlara kaçan Bir zavallı pislik - bir garip sıçan Ki nice Kar' Üseyinleri haritadan silmişim İndirin içinizden kaygı yükünü gerisi benim işim...
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|