![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57913
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Güneşin tatlı huzmeleri
İnceden esen garbi yeli Eylülün meltemleri Dağların karanfilleri Hiç biri uğramaz buraya Dört mevsim Üç yüz altmış beş gün karanlıktasın Hayra yorulmaz bu SÜRGÜN ! . . Kardeşçe geçim Korkusuz yatmak İnsanca bakış Çıkarsız nakış yoktur Duyacağın şefkatli bir söz Bir ses yoktur Sohbetler sakam zulası Sitemler mey'usluk tarlası Yaşamak buysa Bu sürgün 'dür Taze Umarlı Yepyeni bir hayatın hayalini kursanda Altıya çıkan duvar ömrüne SÜRGÜN'dür ! . . . Her şafak yeni bir umut! Yeni bir hayat! YALAN! ! ! Her şafak eski derde yeni bir dert Sıcaklığa, serd Dostluğa nahvet Gösterilir çoğu zaman Er'lik eker En usturasından it'lik biçersin Sinop Yozgat İmralı değil Dört duvarın tamamı SÜRGÜN! . . Eziklik kokan mektup Mahpuslu şiirler Kavgada hüner Ve rezil kepaze kahpelikler Bir yere kadar çekilir her şey Ama zehir zıkkım hasret Zehir zıkkım hasret çekilmez Boynunu büker Seni paramparça eder, ezer Dört duvar tüm hünerini HASRET üzerine kurar Hasret en büyük SÜRGÜNDÜR!
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|