'Ahmet Hakan çapkın yalan mı?'

[ÇaKıR-]

'Ahmet Hakan çapkın yalan mı?'

Tempo'ya konuşan Zuhal Olcay, yakın arkadaşı Ahmet Hakan'ın "çapkın" nitelemesine kızmadığını söyledi. Bu sözleri bugünkü Kelebek'te yer aldı...
29 / 02 / 2008 13:08
"Ahmet Hakan çapkın" demişsiniz. Öyle mi gerçekten?
- Ahmet benim arkadaşım. Arada bir konuşuruz, çıkıp bir yerlere gideriz. Ama herkesle adı çıkıyor. Çapkın, ne yapayım, yalan mı? Ahmet�e, "Senin için böyle dedim, kızdın mı" diye sordum. "Yok kızmadım" dedi.
Özel hayatınızı basından uzak tutmayı nasıl başarıyorsunuz?- Özel hayatımda iki arkadaşım, menajerim, yüzme havuzumdan başka bir şey yok.

Hep böyle mi kalacak?
- Umarım kalmaz.
Tempo dergisine konuşan Zuhal Olcay, ikili ilişkiler üzerine ilginç açıklamalar yaptı.
Tempo'ya konuşan Olcay, "İki insanın bir arada, çok uzun süre birlikte yaşamasının mümkün olduğuna inanmıyorum. Böyle bir durum olursa, dediğim gibi, bazen kaçamakları göz ardı etmek yolu seçiliyordur" diyor. TV8�de "Mevzuhal" adlı programı sunmaya başlayan Zuhal Olcay, Tempo dergisindeki röportajında ikili ilişkiler üzerine ilginç açıklamalar yaptı. Olcay, "İki insanın bir arada, çok uzun süre birlikte yaşamasının mümkün olduğuna inanmıyorum. Böyle bir durum olursa, dediğim gibi, bazen kaçamakları göz ardı etmek yolu seçiliyordur" diyor.
Ekrana dönüyorsunuz. TV8�deki "Başucumdaki Şarkılar"dan başlayalım. İçeriği ne olacak programın?
- Konuklarımı ağırlayacağım. Biraz sohbet edeceğiz, ama daha çok müzik ağırlıklı bir program olacak. Benim için şöyle bir artısı var programın. Sahne repertuvarında söyleyemediğim, ama özlemini çektiğim şarkılarımı sergileyebileceğim.
Neden hep �hüzünlü bir yüz� olarak anılıyorsunuz?- Aslında hiç hüzünlü değilim. Tam tersi, herkes kadar neşeli bir karakterim. Benim ciddi halim 45 dakikayı geçemez. Kariyerimin çok başında TRT�de "Gecenin Öteki Yüzü" diye bir filmde oynamıştım. O karakter, benim imajımı belirledi gibi geliyor.

Mart ayında, Uğur Polat ile birlikte "Beni Unutma" adlı TRT�de yeni bir diziniz yayına giriyor.
- Evet, mart sonunda yayına girecek. Perihan Mağden�in kitabından senaryolaştırılan bir öykü bu.
Dizinin tutacağına inanıyor musunuz?
- Bunun da bir formülü yok. Perihan Mağden kendini ispat etmiş biri. Senaryo yazarları öyle. Çok iyi oyuncular ve yönetmen var, ama yine de bilemiyorsunuz sonucunu.
TEHLİKELİ SULAR
Kelebek�ten Mevlüt Tezel�le yaptığınız bir söyleşide, Stanley Kubrick�in "Gözleri Tamamen Kapalı" filmindeki şu cümleyi çok sevdiğinizi söylemişsiniz: "Evliliğin en iyi tarafı, aldatmayı iki taraf için de zorunlu kılması."
- Çok tehlikeli sularda yüzdürüyorsunuz beni.
Bunun tehlikesi ne olabilir ki?
- İnsanları çok fazla üzmeden şunu diyebilirim. İki insanın bir arada, çok uzun süre birlikte yaşamasının mümkün olduğuna inanmıyorum. Böyle bir durum olursa, dediğim gibi, bazen kaçamakları göz ardı etmek yolu seçiliyordur ya da insanların çok başka zaafları vardır. Kopamamak, ayrılamamak, hayata karşı birlikte direnmek gibi... Bunu demek istemiştim.
Yani evlilik sevgiyi öldürür mü?
- Hayır, öyle demiyorum. Eşinizi çok seviyorsunuz, hatta belki áşık bile olabilirsiniz hálá. Ama bir süre sonra bir dejavu olmaya başlıyor. Sabah uyanıyorsunuz, her gün aynı şey, her gün bir önceki günü yaşıyorsunuz. Yaşamınızı bin türlü renklendirebilirsiniz aslında. Evlilik denen kurumun böyle bir etkisi var. Bu, aslında evliliğe emniyetli şekilde yaklaşmak isteyenler için harika bir şey. Hep yanınızda bir sıcaklık var, bazı şeyleri paylaştığınız bir insan var. Onlar birlikte yaşasınlar hayatlarının sonuna kadar.
"Beni rahat bıraksınlar" diyorsunuz.
- Yalnızlık çok güzel bir şey. Bundan mutlu oluyorum. Ama yalnız olmayı istemediğim anlar da var. Bu da yalnızlığın bedeli. Kolay bir iş değil.
Tempo