![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8780
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kırmızıya yönelirken yüreğim Laciverdi neden sevdim bilemem Göl gör ki, hayat Beyaz bir yağmurun ardında koşan Kurak bir yazdır şimdi Çıra gibi yanmalı mıydı umut Kirpikleri ıslanırken zehirden Yatağında sessizce kuruyan bir ırmağın Kabrine kan dolmalı mıydı birden Kumsalına kahır döken denizler Renkleri bozulan düşlerimizin Dünyası değil midir? Süleyman’ı yitirdik içimizde Başucumuzda hüzün Tahtında bir şâire gülümseyen Belkıs’ın Rüyası değil midir? Ne yapsın İbrahim’i unutan ateşe gül Neylesin gölgesine tapınan mecnunu aşk Endamını geceye hazırlayan gün için Düşer mi sanıyoruz yine sevdaya gönül Hangi sofra “İbrahim, İbrahim” diye mahcup Bir tanrı misafiri arayacak yine deHangi şâir lacivert titremelerle sessiz Uzaktan bir leylayı bekleyecek çaresiz Bilinmez ki bahar mı, ölümüdür bahçemizde Görse de bir feryadın umuda kandığını Güzün mü gelir ölüm Yine de susmak gerek söz yangına düşünce Anlamak, bir kapının neden yıprandığını Siyahtır mezarlığın ardında solan çiçek Unutulmuş hatıralarda gizli Tükenmeyi öğrenince yalnızlıkÜç şey kalır gidenlerin ardından Karasevda, karanlık ve ıssızlık Anlamadan aşka inen perdeyi Direniyor sevenlerin yüreği Görmüyor ki zaman titrek, gönül loş Lacivert bir hayaldir şimdi hüzün Mehtabını çalıyor ömrümüzün... |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|