www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 09-22-2006, 02:29 PM   #1
ixmaix
Yeni Üye
 
Üyelik Tarihi: Nov 2005
Yaş: 34
Mesajlar: 21
Teşekkür Etme: 8
Thanked 0 Times in 0 Posts
Üye No: 3586
İtibar Gücü: 1440
Rep Puanı : 10
Rep Derecesi : ixmaix is on a distinguished road
Cinsiyet :
Varsayılan yadım

Ya dostlarım bi yardım edin


1.)Demokrasi dünyada ilk defa hangi ülkede uygulanmaya başlamıştır .
2.)Türkiyede Demokrasinin ilk adımları ne zaman atılmıştır .
Demokrasi Kavramını araştır
ixmaix çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-22-2006, 02:59 PM   #2
CaKaLBoT
ÇaKaL Üye
 
Üyelik Tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 1,791
Teşekkür Etme: 0
Thanked 88 Times in 15 Posts
Üye No: 26295
İtibar Gücü: 2553
Rep Puanı : 76884
Rep Derecesi : CaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

..:: DEMOKRASİ NEDİR? ..::]
Demokrasi; eski Yunan'dan günümüze kadar gelmiş olan bir siyasal yönetim şekli... Fakat sadece bir siyasal yönetim şekli değil, bir yaşam tarzı, bir düşünce biçimi ve bir ahlak... İdeolojik bir bilinç olarak demokrasi, günümüzde bütün toplumlara egemen olmuş durumdadır. Artık bir siyasal talep olarak herkes demokrasiyi istemektedir. Neredeyse demokrasiye inanamamak bir "ayıp" olarak, hatta bir "suç" olarak değerlendirilmektedir. Aynı şekilde, demokratik olduğunu iddia etmeyen yönetim de yok gibidir. Gerek devletler, gerek yerel yönetimler ve gerekse de siyasal partiler sendikalar - dernekler gibi kitle kuruluşları hep demokratik ilkelere bağlı olarak faaliyet gösterdiklerini belirtmektedirler. Bu yönetimlere muhalefet edenler de, bazen yöneticileri suçlayacakları zaman, yönetimdekilerin antidemokratik uygulamalarda bulunduklarını ileri sürmektedirler. Tüm bunlar günümüzde adeta bir "sihirli kelime" haline gelmiş bulunan "demokrasi"nin anlamını araştırmayı zorunlu hale getirmektedir.
Demokrasi, Yunan'cadaki "Demos" (halk) ve "Kratos" (iktidar) kelimeler

inin birleşmesinden meydana gelmiştir. Ve "halkın iktidarı" anlamını taşımaktadır. Demokrasi, halkın kendi kendini yönetmesi, ya da halk egemenliğine dayalı yönetim şekli olarak tanımlanmaktadır. Ama bu tanım olabildiğince belirsiz, muğlaktır. Demokrasinin anlamı konusunda yeterince aydınlatıcı değildir. Bu tanım, günümüzde demokratik olarak nitelenen ve birbirinden çok farklı uygulamalara sahip olan sistemleri ve ilkeleri değerlendirmek konusunda da yeterince açıklayıcı değildir.
Günümüzde birbirinden oldukça farklı, hatta bazen birbirine zıt uygulamalar demokratik olarak nitelendirilebilmektedir. Örneğin demokratik devletler federal veya merkezi olabilmektedir. Bazıları başkanlık sistemine bazıları da kabine sistemine sahiptirler. Parti sistemleri de çok değişiklik göstermektedir. İki parti sisteminden altı partiye kadar değişmektedir. Seçim sistemleri nispî temsil ve tercihli oydan, dar bölge salt çoğunluk sistemine kadar farklılaşabilmektedir. Ekonomik yapıları geniş bir kamu mülkiyeti, merkezi planlama ve yönetim, toplumsal hizmetler barındıran önemli ölçüde kamulaştırılmış bir ekonomik sistem olabildiği gibi, başıboş kapitalizmi daha büyük ölçüde barındıran ve özel girişime daha büyük bir alan tanıyan, piyasa ekonomisinin ilkelerinin geçerli olduğu bir ekonomik sistem de olabilmektedir. Kimi demokratlar bir özgürlük felsefesini savunurken, diğerleri "eşitlik" felsefesini ön plana çıkarabilmektedirler. Bazen demokrasi "bireycilik" ile bir tutulurken, bazen de kamu yararı veya azınlık haklarıyla bir tutulabilmektedir. Bu örnekleri daha da uzatabilmek mümkündür. Burada vurgulanmak istenen şey; yukarıda örnekleri verilen ve daha da uzatılması mümkün olan tüm uygulamaları kapsayabilecek bir demokrasi tanımı yapmanın güçlüğüdür. O yüzden siyaset felsefecileri ve siyaset bilimciler demokrasiyi tanımlamaktan çok, demokrasinin unsurlarını ve demokratik değerlerin neler olduğunu belirlemeye çalışmaktadırlar.

umarım yardımcı olurr
__________________
CaKaLBot Banlanmış ve üyeliği iptal edilmiş üyelerin mesajlarını tek nickte toplayan bir bottur.
CaKaLBoT çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-22-2006, 03:11 PM   #3
CéZaLı
Daimi Üye
 
Üyelik Tarihi: Sep 2005
Yaş: 39
Mesajlar: 490
Teşekkür Etme: 40
Thanked 133 Times in 62 Posts
Üye No: 390
İtibar Gücü: 1673
Rep Puanı : 12400
Rep Derecesi : CéZaLı has a reputation beyond reputeCéZaLı has a reputation beyond reputeCéZaLı has a reputation beyond reputeCéZaLı has a reputation beyond reputeCéZaLı has a reputation beyond reputeCéZaLı has a reputation beyond reputeCéZaLı has a reputation beyond reputeCéZaLı has a reputation beyond reputeCéZaLı has a reputation beyond reputeCéZaLı has a reputation beyond reputeCéZaLı has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ


Osmanlı İmparatorluğu, kuruluşundan sona erişine kadar altı yüzyıl boyunca Avrupa'nın bir parçası olmuştur. Osmanlı devleti, imparatorluk konumuna Avrupa'da ele geçirdiği topraklarla ulaşmış ve başkenti Avrupa'da yer almıştır. Bütün bu yüzyıllar boyunca Osmanlılar, Avrupa ülkeleriyle yakın siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkiler geliştirmiştir.
Çok-dinli, çok-uluslu Osmanlı devleti, çok sayıda farklı kültürün birbirleriyle yan yana yaşadıkları bir toplumsal yapıya sahipti. Müslüman, Hıristiyan ve Musevi topluluklar, Osmanlı "millet sistemi" içerisinde barış içinde bir arada yaşayarak kendi dillerini, dinlerini ve kültürel kimliklerini muhafaza ettiler
Osmanlı İmparatorluğu'nda dini ve kültürel hoşgörünün, zamanın bir çok Avrupa ülkesinden çok daha ileri bir düzeyde olduğu belirtilmektedir.
Fransız devrimi, Osmanlı İmparatorluğu'nu da doğrudan etkilemiş ve milliyetçilik, Osmanlı topraklarında da ortaya çıkmıştır. Bundan sonra din esasına dayanan "millet sistemi", ulus-devlet talebinde bulunan milliyetçilik karşısında giderek zayıflamıştır. Türk toplumunun demokratikleşme süreci, 19. Yüzyıl'a kadar uzanmaktadır. Bu yüzyıldan başlayarak Osmanlı İmparatorluğu'ndaki reform süreci, Avrupa ülkeleriyle çok daha yakın siyasal, ekonomik ve kültürel ilişkileri de beraberinde getirmiştir. 1808'de II. Mahmut'un imzaladığı Senedi-i İttifak, merkezdeki padişahın karşısında illerdeki "ayan"ın (büyük toprak sahipleri) siyasi konumunu güçlendirmiştir.
1839 Gülhane Hattı Hümayunu ve 1856 Islahat Fermanı, İmparatorluk içerisinde dini hukuk sisteminin yanında laik bir hukuk sisteminin nüvesini oluşturmuştur. 1839-1856 Tanzimat dönemi; Osmanlı İmparatorluğu'nun reform sürecine hız kazandırmış, 1908'de II. Meşrutiyet'in ilan edilmesi ise sürecin dönüm noktası olmuştur. 1876 tarihli "Kanuni Esasi"de vatandaşlara tanınan genel haklar, yasalar önünde eşitlik, kişi dokunulmazlığı, basın özgürlüğü, ticaret serbestliği, dilekçe hakkı, eğitim özgürlüğü, kamu hizmetlerine girebilme imkanı, mal güvenliği, angarya ve işkence yasağı, vergilerin kanunla alınabilmesi gibi temel hak ve özgürlükler şeklinde özetlenebilir.
1878 Osmanlı-Rus savaşı sırasında askıya alınan Anayasa; "Jön Türkler"in liderliğindeki toplumsal muhalefet sonucunda 23 Temmuz 1908'de yeniden yürürlüğe konularak II. Meşrutiyet başlamıştır. Ancak Türk toplumunda demokratikleşme süreci açısından dönüm noktası, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ilan edildiği 29 Ekim 1923 tarihi olmuştur. Böylece hukuk sistemi ve devlet anlayışı açısından Osmanlı dönemi ile kesin bir kopuş gerçekleştirilerek ulus-devlet oluşturulmuştur. Türk reform hareketi, İmparatorluk'tan ulus-devlet anlayışına geçtiği 1920'lerde Avrupa'nın laik, birey hak ve özgürlüklerine dayanan ulus-devlet anlayışını kendisine model olarak almıştır. Atatürk'ün liderliğindeki Türk devriminin amacı, Türkiye'yi çağdaş değerlere dayanan bir devlet olarak kurmak ve Batı dünyasındaki yerini almasını sağlamaktı. 1920 ve 1930'larda Avrupa'da otoriter ve totaliter sistemler hakimdi ve demokrasiler zor bir dönemden geçiyordu. Buna rağmen Türk devrimi ideolojisi, demokratik değerlere bağlılığını ve nihai hedef olarak siyasi sistemin tam demokratikleşmesini hiç bir zaman terk etmemiştir. Bu dönemde Türkiye, siyasi liderliğinin kararıyla çok partili sisteme geçilen tek ülke olmuştur.
II. Dünya Savaşı'nın sonrasında 1946 milletvekilliği genel seçimleriyle çok partili parlamenter sisteme geçiş gerçekleştirilmiştir. 1950 seçimleriyle Cumhuriyet Halk Partisi, iktidarı Demokrat Parti'ye bırakmıştır. Böylece Türkiye'nin tek parti yönetiminden çok partili demokrasiye geçmesi, toplumsal karışıklık, devrim, kan dökülmesi ya da yabancı istilası ve baskısı sonucu değil, kamuoyunun desteği ve siyasi elitlerin sağduyusu sonucu gerçekleşmiştir. 1945 San Fransisco Konferansı'nda Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın kurucu üyesi olan Türkiye, II. Dünya Savaşı'ndan sonra demokratik ülkeleri biraraya getiren Avrupalı ve Batılı uluslar topluluğunun bir üyesi olmuştur. Avrupa Konseyi, NATO, OECD, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı, bu kuruluşlar arasındadır. Türkiye, Avrupa Topluluğu ile 1963'de tam üyelik hedefiyle bir Ortaklık Anlaşması imzalamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti, insan hakları ve özgürlüklerine ilişkin bütün uluslararası sözleşme ve bildirgeleri imzalamış, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve AGİT'in insan hakları, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına yönelik bütün girişimlerini desteklemiştir. Avrupa Konseyi Protokolü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Türkiye tarafından onaylanmış ve 1987 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı yürürlüğe girmiştir. 1960 ve 1980'de iç istikrarsızlıklar sonucunda iki kez askeri müdahale gerçekleşmiştir. 1970' lerde siyasi kutuplaşma, had safhaya ulaşmış, terörizm toplumsal güvenliği tehdit eden ciddi boyutlara ulaşmıştı.
Söz konusu müdahalelerin, demokrasinin içerisinde gelişebileceği toplumsal güvenlik ve istikrar ortamının oluşturulmasını müteakip, demokratik düzene geçilmiştir. 1980'lerde ise aşırı siyasi grupların terörizmi yerini ayrılıkçı terörizme bırakmıştır. PKK terörizmi; Türkiye'nin demokratikleşme sürecini olumsuz yönde etkilemiştir.
Marksist-Leninist temelde etnik ayrımcılıkla ve terörizm yöntemiyle Türkiye'den koparılacak topraklar üzerinde Marksist/Leninist bir devlet kurmayı hedefleyen PKK (Kürdistan İşçi Partisi), son olarak eski Sovyetler Birliği'ne mensup ülkelerden 25 komünist partisinin 31 Ekim 1998'de Moskova'da gerçekleştirdiği 31. Kongre'ye katılmıştır. İdeolojik yapısı ve hedefleri itibariyle PKK'nın anti-demokratik, totaliter ülkeler ve demokratik ülkelerdeki aynı nitelikteki marjinal siyasi gruplar tarafından desteklenmesi, şaşırtıcı değildir.
1) Bu konuda bkz., Victor Ehrenberg, The Greek State (Oxford: Basic Blackwell, 1960).
2) Demokrasi ve Batı uygarlığının tarihsel sürecine ilişkin olarak "Eski Yunan-Batı Roma Hıristiyan Avrupa" soykütüğü kurmacasına düşmemek gerekir. Bu konuda bkz., Martin Bernal Black Athena, The Afro-Asiatic Roots of Classical Civilization, Cilt I, The Fabrication of Ancient Greece (London: Free Association Books, 1987); ayrıca bkz., Samir Amin Avrupa Merkezcilik: Bir ldeolojinin Eleştirisi (İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 1993).
3) Harold J. Laski, Demokrasi Nedir (der. Necati Hersek), (İstanbul: Evren Yayınları, 1962) s. 9-12'den aktaran Savaş Büyükkaragöz ve Şahin Kesici Demokrasi ve İnsan Hakları Eğitimi (Ankara: Türk Demokrasi Vakfı, 1998), s. 20.
4) Bkz., Büyükkaragöz ve Kesici., a.g.e., gösterilen yer.
5) Totaliter rejimler Almanya'da seçimlerle (1933), Çarlık Rusyası'nda darbe ile (1917) iktidara gelmiştir.
6) "Millet sistemi". Osmanlı İmpatarorluğu kapsamındaki değişik etnik ve ulusal kökenden halkların dinlerine göre ayırdedilmesine dayanmaktaydı. Örneğin, "Müslüman milleti", "Ortodoks milleti", "Katolik Milleti", "Musevi Milleti" ve 19. Yüzyıl'ın ortalarından itibaren de Protestan Milleti söz konusuydu. Her "millet" içerisinde değişik etnik ve ulusal kökenden halklar yer almaktaydı. Örneğin "Ortodoks Rum milleti" içerisinde Ortodoks Yunanlılar, Bulgarlar, Sırplar, Arnavutlar ve diger milliyetlerden Osmanlı tebaları bulunmaktaydı. "Millet sistemi" için bkz., İlber Ortaylı, "Osmanlı İmparatorluğu'nda Millet, " Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Türkiye Ansiklopedisi (İstanbul: İletişim Yayınları, 1995), s. 997. "Millet sistemi" için ayrıca bkz. William W. Haddad ve William Ocphenwald (eds.), Nationalism in a Non-national State, The Dissolution of the Ottoman Empire (Colombus: Ohio University Press, 1977), GUlnihal Bozkurt, Alman İngiliz Belgelerinin ve Siyasi Gelişmelerin Işığında Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukuki Durumu (Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1989).
7) Örnegin İspanya'dan 1492'de sürülen Museviler, Osmanlı İmparatorlugu'nca kabul edilmiştir.
8) Bu bölümde Türk Demokrasi Vakfı'nın 4-22 Kasını 1996 tarihli AGİT Gözden Geçirme Konferansı'na sunduğu "Project Approach for the improvemenl of Civil Democracy and Better implementation of Human Rights" başlıklı yazılı tebliğinden geniş ölçüde yararlanılmıştır. " Sened-i İttifak konusunda bkz., Halil İnalcık, "The Nature of Traditional Society: Turkey, " Robert E. Ward ve Dankward A. Rustow, Political Modernization in Japan and Turkey (Princeton, N.J.: Princeton University Press, 1964) içinde, ss. 13-14.
9) Şeref Gözübüyük, Anayasa Hukuku (Ankara: Turhan Kitabevi, 1993), ss. 97-98.
10) 1946 öncesinde 1924 ve 1930'da çok partili hayata geçilmesi girişimlerinde bulunulmuştur. 1946 sonrasında çok partili sistem konusunda bkz., Kemal H. Karpat. Turkey's Politics: The Transition to a Multi-party System (Princeton; N:J.: Princeton University Press, 1959).
11) Türkiye Cumhuriyeti ile Osmanlı lmparatorlugu arasında uluslararası ilişkiler itibariyle bir devamlılık olduğu düşünülürse, Osmanlı Devleti'nin, 1856 Paris Antlaşması ile Avrupa Uyumu'na (Concert of Europe) dahil edildiği ve Türkiye'nin bu tarihten itibaren uluslararası hukuk açısından Avrupa'nın bir parçası olduğu ifade edilebilir.
12) Burada Türkiye'deki demokratikleşme süreci açısından önemli olan nokta, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin İspanya gibi sonradan Avrupa Topluluğu üyesi olacak bir Avrupa ülkesi ya da bir çok Üçüncü Dünya ülkesi ordusu gibi hareket etmeyip, demokratik rejime bağlılığını başından ortaya koymasıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri, müdahalelerinde her zaman anayasal ve yasal meşruiyet çerçevesinde hareket ettiğini, demokratik düzene bağlılığını ve bunun için gerekli koşulları oluşturmayı hedeflediğini açıklamıştır. Halen Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan’da askeri diktatörlük 7 yıl sürmüş (1967-1974), ancak Türkiye'nin Londra ve Zürih Antlaşmaları'ndan kaynaklanan hakları çerçevesinde Kıbrıs'a gerçekleştirdiği müdahale ile sona ermiştir.
13) PKK konusunda bkz., Fact Book on Turkey, Kurds and the PKK Terrorism (Ankara: Türk Demokrasi Vakfı: 1996). 14) Burada demokrasi ve insan hakları açısından üzerinde durulması gereken, Yunanistan gibi "demokrasinin beşiği" olduğu savındaki Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin PKK'ya verdiği destektir. 1997'de 157 Yunanlı parlamenterin Öcalan'ı Yunanistan'a davet etmelerini müteakip, son olarak 109 Yunanlı milletvekili, Kasım 1998'de söz konusu davet teklifini yinelemiştir. Yunanistan'ın PKK'ya desteği konusunda bkz., Avrupa'daki Terör üssü Yunanistan (Ankara: Türk Demokrasi Vakfı; 1995).
14) Burada demokrasi ve insan hakları açısından üzerinde durulması gereken, Yunanistan gibi "demokrasinin beşiği" olduğu savındaki Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin PKK'ya verdiği destektir. 1997'de 157 Yunanlı parlamenterin Öcalan'ı Yunanistan'a davet etmelerini müteakip, son olarak 109 Yunanlı milletvekili, Kasım 1998'de söz konusu davet teklifini yinelemiştir. Yunanistan'ın PKK'ya desteği konusunda bkz., Avrupa'daki Terör üssü Yunanistan (Ankara: Türk Demokrasi Vakfı; 1995).
__________________








CéZaLı çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-22-2006, 03:20 PM   #4
sentaur
Daimi Üye
 
sentaur Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Apr 2006
Yaş: 45
Mesajlar: 762
Teşekkür Etme: 73
Thanked 467 Times in 211 Posts
Üye No: 12104
İtibar Gücü: 1796
Rep Puanı : 23609
Rep Derecesi : sentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

bekle sana birlink verecem oradan bulabilirsin...
__________________
Sakın bir kaplanın kuyruğundan tutmayın, tutarsanızda sakın ama sakın bırakmayın....
sentaur çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 09-22-2006, 03:21 PM   #5
sentaur
Daimi Üye
 
sentaur Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Apr 2006
Yaş: 45
Mesajlar: 762
Teşekkür Etme: 73
Thanked 467 Times in 211 Posts
Üye No: 12104
İtibar Gücü: 1796
Rep Puanı : 23609
Rep Derecesi : sentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond reputesentaur has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

Problem çıktı ama Buraya üye olarak ödev indirebilirsin...kolay gelsin...
__________________
Sakın bir kaplanın kuyruğundan tutmayın, tutarsanızda sakın ama sakın bırakmayın....
sentaur çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 05-20-2008, 04:48 PM   #6
murat2121
Yeni Üye
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Yaş: 31
Mesajlar: 4
Teşekkür Etme: 3
Thanked 0 Times in 0 Posts
Üye No: 9154
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 10
Rep Derecesi : murat2121 is on a distinguished road
Cinsiyet :
Varsayılan

magna karta ingiltere
murat2121 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:41 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.