’Ben ne istersem olur’dan vazgeçin

[[stop]]

AB ülkelerinin Ankara büyükelçileri Türkiye’deki son gelişmeleri değerlendirmek üzere bir toplantı yaparak ortak tutum belirledi. Buna göre AKP hükümetinden ’mahalle baskısı’nın ortadan kalkması için önlem alınması istendi ve "İnsanların başını örtme özgürlüğü olduğu kadar örtmeme özgürlüğü de bulunuyor. Özgürlükten, ’Ben ne istiyorsam o olur anlayışı’ çıkarılmamalı" denildi.

AB üyesi ülkelerin Ankara Büyükelçileri, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Genişlemeden Sorumlu Yüksek Komiser Olli Rehn’in AKP Hükümeti’ne "AB sadece ihtiyaç duyulunca aklınıza gelmesin" mesajı vermeleri gerektiği yönünde ortak tutum belirledi. Büyükelçiler, hükümetin tutumundan dolayı "Türkiye’de mahalle baskısı oluştuğu ve Türk toplumunda bölünmeler yaşandığına ilişkin Türk basınında yapılan değerlendirme ve yorumları da" dikkate aldı.

AB büyükelçileri önceki gün dönem başkanı Slovenya’nın Ankara Büyükelçiliği’nin istemi üzerine Barroso ve Rehn’in 10-12 Nisan’daki Türkiye ziyaretiyle ilgili kendi aralarında olağanüstü toplanarak bir durum değerlendirmesi yaptı. Her büyükelçilik yapılan değerlendirmeleri kendi ülkelerine ayrı birer rapor olarak geçerken, AB Komisyonu Türkiye Temsilciliği de, değerlendirmeler hakkında Brüksel’i bilgilendirdi. Büyükelçiler Barroso ve Rehn’in Ankara’ya vermesi gereken mesajları özü itibariyle şöyle belirledi:

Türkiye hükümeti AB yolunda kararlılıkla ilerlemeli. İç politikadaki gelişmeler bunun önünde bir engel olmamalı. İki yıldır devam eden durgunluk dönemine son verilmeli.

AB için gereken reformlar hızlandırılmalı ve bu reformların ihtiyaç olduğu sahiplenilmeli. AB sadece ihtiyaç duyulduğunda akla gelmemeli.

Parti kapatılması doğru bir yöntem değil. Ancak hükümet de toplumda kendisiyle ilgili artan endişeleri görmeli.

Mahalle baskısı olduğunu belirten haberler, Türk toplumunda yaşam anlayışı ve fikir açısından bölünmeler yaşandığına dair yorumlar, Türk basınında yer alıyor. İnsanların başını örtme özgürlüğü olduğu kadar örtmeme özgürlüğü de bulunuyor. Hiç kimseye başını ört diye baskı yapılamaz. Bunun da önlemi her şeyden önce siyasi platformda alınmalı. Özgürlükten, "Ben ne istiyorsam o olur anlayışı" çıkarılmamalı.

Türkiye’de yaşanan gerginliğin siyasi olarak çözümünde iktidara büyük görevler düşüyor.

AB’nin genişlemeden sorumlu yüksek komiseri Rehn’in, daha Anayasa Mahkemesi bir karar almadan sanki karar almışcasına "Türkiye ile müzakere süreci yeniden değerlendirilir, askıya alınabilir" açıklaması Türk toplumunda büyük tepki yarattı. Daha henüz bu aşamaya gelinmiş değil. Oysa bunun tam tersi Türkiye’de hükümet AB yolundaki reformlara özendirilmeli.