![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ! _ ♪ Ayrılırsak Biteriz Biz ♪
**Eğer bir gün ayrılırsak…** Güneşin gizemli doğuşunu izleyen seyyahların, Ufak siyahi bir bulutun ardında gözyaşı döken Doğmamakta direnen güneşten, Kalemi yazmaz olur, satırları tükenir, köşesi boş kalır… Onurlu bir fahişenin örselenmiş teninde yürekleşiriz -ki Yürek nasır, nasır taş olur, biteriz doğmamış bakire tenlerde… Bir mevlevi, dergahının sabah ayininde Hu çekip dönemez, ayakları tutmaz, heykelleşir, Sanatına tükürülen heykeller, Kaidesinde parçalar kendini, yontu tutmaz artık… **Eğer bir gün ayrılırsak…** Gençliğimizden bugüne içimizde hüzünlenen çiçekler Bebeklerimize ağaç ağaç, orman orman Bir acı miras olur…Ve yüreklerinde, Tomurcuk olan rengarek güller, dikene keser Güllerimizin soldurulduğu her akşamın sabahında Güneşlerini göremez, Güneşin ve bizim olan çocuklarımız… Ters istikametten gireriz otoyollara Işığı görünen Bolu tüneli kör olur Köroğlu dağlarında Bilmediğimiz kentlerin sokaklarında kayboluruz Bir kafenin verandasında çay içen sevgililer, Pembe panjurlu ev umutlarında çoğalırken Firari sevdamıza tanıklık eden tarihi sokaklar, Göçebe aşkımızın masumluğunda lanetler okur tanıklığına **Eğer bir gün ayrılırsak…** Urfa dağlarında gezen ceylan, haber salar Dersim ormanlarında nesli tükenen geyiklere, ağlarlar Gözyaşları Munzur nehrinde bir deli çağlayan olur… Ağaç dalında bir Van kedisi, iki renkli gözüne isyan eder Ve çeyiz sandığına koymak için, El emeği, göz nuru pembe etaminlerine Kanaviçelerce, bir ceylan, bir geyik, bir kedi işleyen Gelin çağındaki bir kızın elindeki mil isyan eder İşlemez etamine, çeyiz bozulur, kapanmaz sandık Beyaz atlı prens gelmez hiçbir zaman….. ****Eğer bir gün ayrılırsak…**** ______________Biteriz… ****Ayrılırsak Biteriz Biz…**** 2.9.2005 - Adana Olgun Ekinci
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ! _ ♪ Sen Hangi Mevsimin Rüzgarısın? ♪
Öyle esiyorsun ki yüreğime Baharda ılık bir meltem oluyorsun Yüzüm, tenim kokunla serinliyor, ferahlıyor Onlarca çiçek oluyor, içime akıyorsun İçimdeki kuşlar kanat çırpıyor melteminle mavi gökyüzüne… Öyle esiyorsun ki bedenime Çıldırtan,bunaltan yaz günlerimde rüzgarım Dağ başında şırıl şırıl akan kaynak suyum Bayır aşağı dağları, ovaları serinleten ırmağım oluyor Serin serin, yayla yayla içime doruklarıma akıyorsun İçimdeki gökkuşağı renkli balıklar, seninle serinliyor… Öyle esiyorsun ki yollarıma Sonbaharın yapraklarını serdiği uzun yollarda Üzerinde yürüdüğüm sarı çıtırdayan kuru yaprakların Meltemi oluyorsun, yapraklar uçurtma şenliğine havalanıyor Elimi uzatıp havada yakaladığım her yaprak tanesi Sen oluyorsun, rüzgarım oluyorsun, yaprağım oluyorsun İçimdeki ormanın yaprakları, sana doğru uçuyor… Öyle esiyorsun ki yağmurlarımda Karlarımı eriten kızgın lav oluyorsun tipi'lerimde Fırtınalarımda sessizliğe çağlayan deli ılımanım Dondurucu ayazlarda elimi, tenimi, heryerimi ısıtan Bir deli ateşim, ılıman sevdam, Kar altındaki bir dağ evinin avcı klübesinde Çıtır çıtır, alev alev yanan ateşim oluyorsun İçimdeki yangının dumanı, külleri sana doğru savruluyor… Esiyor serinletiyor __Esiyor ısıtıyorsun Sen Hangi Mevsimin Rüzgarısın? 9.8.2005 - Adana Olgun Ekinci
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ! _ ♪ Biz Kavuş(a) mazsak…♪
Sevdiğim, Küba'lım, Cunda'lım Eğer olurda biz kavuşamazsak-ki dilim varmıyor Yağmur yağmaz bereketli topraklar üzerine Ekinler başak, başaklar boy vermez Ay çiçekleri dönmez yüzünü güneşe Yeşermeye isyan eden tohum sararmaya sevdalanır Biz kavuşamazsak……. Dereler ulaşmaz nehirlere, nehirler Deltasına su vermez, delta Deniz olup kumsala vurmaz beyaz köpüklerini Yakamozlar isyan eder lacivert *******de Ay vermez ışığını yıldızlara, yıldızlar Sevişen aşıklara ilham olmaz bir daha Biz kavuşamazsak……. Yosun sarılmaz sevdasından kaya diplerine Midyeler isyan eder yosunsuz çıplaklıklara Bir balıkçı heyamolasız seferlerinden Siftahsız, eli boş döner kıyılarına Bir balık anlatmaz aşkını Dokunarak sevdalı turnalı sudaşına Biz kavuşamazsak……. Ovalar isyan eder kuşların sessizliğine Serçeler ilk kanat çırpmalarına inat Dökerler gözyaşlarını sessiz soluksuz Çocukluğumun babama selam götüren leylekleri Sıcak yerlerden korunaksız soğuklara göç eder Gökyüzü hakimi süzülen kartallar Uçurum başlarına yuva yapmaz Biz kavuşamazsak…… Sevdalı yüreklerin fallarından Beyaz papatya yaprakları ''SEVMİYOR'' çıkar Yapraklarını suya vermez Nilüferler Bir ayrılık, bir ölüm olur Kızıl Gelincikler Erguvanlar Mor Menekşelere küser Köklerine geri döner Hüsnü Yusuflar Bir dağ başı yanlızlığında Biz kavuşamazsak……. Mona Lisa sessiz gözyaşı döker, tablo bozulur Renklerin ayırdına varmaz Fırçası elinde her bir ressam, tual öksüz kalır O mahur beste duyulmaz Tınıları susar bestekarların, şarkı biter Köşe başındaki yer satıcılarında Arabesk feryatlar yükselir BİZ KAVUŞACAĞIZ……. 20.07.2005 - Adana Olgun Ekinci
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ! _ ♪ Biz Kavuş(u) nca…. ♪
Biz kavuşunca… Sevgiliye sunulmak için aşkla kesilen gül Yeniden tomurlanacak ince dalı üzerinde ve kızılca Papatyaların fal tutulan beyaz yaprakları Çift sayılı üreyecek sevenlerin yüreğindeki kır bahçelerinde Emek vermişse sevdalılar sevgilerine Evren gül bahçesine dönüşürken kızıl gün batımlarında Tarlalar papatya işgaline uğrayacak, infazsız.. Dağlar reyhan kokusu ekleyecek, akşam serinliğinde Bir gerilla çekerken içine kekik kokularını… Biz kavuşunca… Tüm fay hatları coğrafyasını, yer kabuğunu şaşıracak Olmayan başka dünyalarda tetiklenecekler… Tsunamiyle Okyanusya, depremle ülkem kentleri yıkılmayacak Biz kavuşunca… Savaş baltalarını bizim için ve bize rağmen bileyenlerin Yüreklerinden başlayan depremi Kandilli bile ölçemeyecek, ölçüm aletleri parçalanırken.. Biz kavuştuğumuzda… Şiirim……..Yarım……Kaldı…! ! ! ! ! ! ! BİR GÜN MUTLAKA…. TÜM İNANDIĞIM DEĞERLERİM ADINA SÖZ VERİYORUM BU ŞİİRİ TAMAMLAYACAĞIM…. 23.9.2005 - Adana Olgun Ekinci
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ! _ ♪ Tekrar Severim Diye Korkma ♪
Ne zaman ayrıldık ki biz? Sönmezken yangınları yüreğimizin Ve her gün Ve her gece Kor ateşlerle alevlenir yine ve yitik Seslerimiz çarpışıp, tümlenir ve Gizli sevda çığlıkları üretir kulaklarımıza.. Korkma.. Seni; yine severim diye korkma.. Ben Seni Sevmekten Hiç vazgeçmedim ki… Aralık - 2006 - Adana Olgun Ekinci
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ****** Yılmaz Güney'e …(Akrostiş) ..
YANLIZLIĞI BİLMEZDİM ESKİDEN, dediğin şiirinden, Adana sokakların da Irgatlığı canlandırdığın UMUT filmi düştü usuma, yalnız ve çömelmiş... Lümpen, şımarık, sosyete, varsıl rollerin olmadı hiç, hayatı oynardın çünkü Maden işcilerinin ocakta ölüm sessizliğin de suskun çalışmalarının Aynaya yansımasıydı dinginliğin, duruşun, gözlerinin sert ve sevecen haykırışı... Zaman şimdi yokluğunda filmlerinsiz nasıl geçerse öyle geçmekte avare... Günümüz Türk sineması şimdi, Cannes film festivalinin umursuzluğunda Ünlü! komedyenlerin belden aşağı kelimeleriyle süslenirken beyaz perdede Ne yaptığının farkındalığında olmayan manken ve türevlerinin Erotik pozlarının, şuh bakışlarının, televole kameralarına endekslendiği Yönetmenin ödül kaygısız sanat eseri yarattığı filmlerin arenasındayız… _____________________________________Seni… Filmlerini…Özledik…. 9.9.2005 - Adana Olgun Ekinci
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ****** Yılmaz Güney'e…
Dokuz Eylül, Ölüm yıldönümün değil senin Sevincin __Mutluluğun ____Duruşun Ve ürettiklerinden korkanların Yüreklerinde volkan Suratlarında şamar gibi Patladığın gündür Ölümsüzleştiğin… 09.09.2005 - Adana Olgun Ekinci
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() **_____________________Sen
Yabanıl olduğum ayazlardayken sen Buz tutarken kirpiklerin akşam alacasında Bahar oluyorsun keskin sabahlarıma.. Hücrelerim işgalinde, badem kokulu dal'sın.. Yüreğim bahar, mevsim kış Kar'sız, yağmur'suz İs..pus..kömür kokulu sokakların Kaldırımında soluklanıyorum… Soluduğum her hava sensin Beyazı ben, sarısı sen Papatya'm İçime doluyor çiçek çiçek açıyorsun Gönlüm sana ait bahar bahçedir artık.. Aralık - 2005 - Adana Olgun Ekinci
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() _ Sevgiliye Mektuplar / RÜZGAR ŞARKI FISILDIYORDU KULAĞIMA...
......... Savrulan polenlerin arasında sığınacak yuva arayan tek kanatlı serçeydim sürüden kovulmuşluğumda... Kırılmış, horlanmış, dışlanmış, kurtlar sofrasının orta yerine bırakılıp akıbeti gülerek izlenen şaklaban gibiydim bir başınalığımda... Direnmek onurdu... ......... Emekçi kuş sürüleri, militarist leş kargaları tarafından Taksime ulaştırılmamak için coplanırken tek kanadımın tüyleri, rüzgâr yeleli atların ve kahverengi aslanların yelelerine özenircesine diken gibi, çivi gibi dimdik oluyor, rüzgâr kulaklarıma kışkırtıcı şarkılar fısıldıyor, tahriklere açık bıraktığım yüreğime biber gazı ve gaz bombaları yağıyordu... Üstelik ne bir hastanede nede aidat ödemediğim bir sendika önünde değilken... ......... Vadi yeşil elbiselerini giymeye başlamış ve ani çıkan lodos güneş görmeyen yosunlu kayaların üzerine, toprağa ilk düşen yağmurun yaydığı toprak ve çimen kokularına inat şarkı söyler gibi düşüyor, damlıyordu... Yosunlardan yansıyan sesler, karıştığı rüzgârla valsında provakatif eylemini çoğaltıyor, tahrikleri buyur eden yüreğimin bam teline güm güm vuruyordu kabul etmemin onurunda... ......... Transatlantiğin yol alışında buz dağına çarpışı gibi acı ve görkemli değildi ama her canlının içinde yer eden türden kıpırtılarla uyanırdım güne ve gün uzun gün hiç bitmeyecek de olsa tek kanatlı yaren yanımdı dik tutan ve direnmemi sağlayan... Rüzgâr ve lodos görevini yapmanın ahengiyle çoktan ufuktan kaybolmuş, meydan aç kurtlara direnişe hazırlanan serçeye kalmıştı... ......... Akşam bir başka hüzünle çökerdi gittiğim her yerde ve yine ayine hazırlanan rahibe sessizliği ve pusuya yatmış kimliği bilinmez aç hayvanların nefessizliğinde yol vaktiydi bir kentin gecesinden diğer kentin sessizliğine uzanmak için... Sessizlikler oldum olası kışkırtır beni ve asi, serseri ruhuma yol olur, yoldaş olur uzanırım geceye nefes almadan... ******* nefestir tükenmişliğime, yol göstericidir, havai fişekle aydınlatılmış gökkuşağı renkleridir yolumu kaybetmişliğimde... ......... Pusulasını kaybetmiş acemi denizcinin hafifliği ve rotasını şaşırmanın ağırlığında fırtına öncesi sessizlikte yol alır gibi savruluyorum düşlerimde seni bulacağım umuduyla... Bakmak değil gözlerimin önünde bile görmediğim, dokunmadığım, tutmadığım, hissetmediğim ki olsa bile d u y u m s a y a m a y a c a ğ ı m anları varmış gibi varsaymaktır yolumu, yönümü şaşırtan ve saptığım yanlış yollarda biçare bırakan... Öylesine savruluyor ve öylesine yolumdan çıkıyorum ki nereye baksam aynı yerde olduğumu görüyor, tökezliyor ve tek kanadımın o acılı tüylerinin altında kendimi korunaklı hissediyor yine ve yeniden oraya sığınıyorum yarın hangi fırtına ve yağmurun yoksul tenimi hangi vadilere sürükleyeceğini bilmeden... Varlığının içindeki yoksullukla yol alıyorum, nereye bilmeden... 6.5.2008 - Adana Olgun Ekinci
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() _ Sevgiliye Mektuplar / GEL DE
…………... Sarp kayalıkların geçit vermediği, kar'la kaplı tepelerin canlıların iliklerini dondurduğu zirvelerden, uçurum tepelerinin başlarını döndürüp ne yapacağını bile- mez durumda en çaresiz bıraktığı, geçit vermez dağların aman vermediği, açlıktan bir insanı saniyeler içinde parçalayacak vahşi hayvanlarla dolu ormanlardan geçe- rek, koşarak, uçarak sana gelmek, sende olmak, biz olmak istiyorum… Eğer sende ‘’ hadi gel ‘’ dersen… Diyebilirsen… …………… En anlamlı tarihi ölümsüz kılıp aşkın altın sayfalarına aşk dolu, sevdaya dair en yaşanılası anılarla eklemek, anıları çoğaltmak ve bağrında ve içinde, girdap- larında el ele olmak için sana, sevdamıza gelmek istiyorum… Eğer sende ''hadi gel'' dersen, diyebilirsen… Ve gelişlerin, randevularımız öncesi geçmek bilmeyen anların tatlı sancılarında kıvranmak, buluşmalarda ki dünyadan, yaşamdan koparan bizi ev- ren dışı hayal aleminde atlı karıncadan indirmeyen, zamanı durdurarak istediğimiz anlara geçiş yapmak, orada kalmak, orada olmak için… Sana, bana, bize gelmek isti- yorum, eğer sende ‘’hadi gel’’ dersen, diyebilirsen… Onurumuz anıları yaşatmak, ye- şertmek, geleceğe dair yaşam biçimimizi şekillendirip yön verecek, yaşanmamışlık- ları yaşamak, sevdamıza dair bir kelebeğin kanatlarında ve kırlarda rengarenk çiçek- lerin üzerinde onların renklerine bezenip doğaya karışmak, doğanın bahardaki daya- nılmaz kokularını göğsümüz, benliğimizde hissedip, tenimize karıştırmak için…Sana gelmek istiyorum '' hadi gel '' dersen eğer… …………… Vuslatlarımızın, onulmaz iç kıpırtılarımızın adrenalinde artarak yaşamsal sıvılarımızı yenileyip gençleştirdiği, binlerce metre göklerden süzülüp sessiz kanat çırpışlarıyla avına odaklanan yırtıcı Kartal'ın gözbebeklerinin olağan dışı büyümesin- deki devleşen yüreklerimizi… Yan yana, üst üste, iç içe koymak, besleyip büyütmek için yine ve yeniden sana, bana, bize gelmek istiyorum '' hadi gel '' dersen, diyebilir- sen.. Ki geri dönüşlerin anlamlarını yitiksizleştirmek için; Umut tacirlerinin umudunu yitirmek, çıkmayan candan ekmek kırıntısıyla beslenmek uğruna soframızdaki emek- le yoğrulmuş yağımızı ekmeklerine sürüp katık yapmak isteyenlerin kursağında bı- rakmak için heveslerini, saygıyı kendilerine yontu yaparak kendi dışındakilerin say- gılarına kinlerini katarak, yoğurarak yok etmek isteyenlerin damaklarına bir parmak bal çalmamak, tattırmamak için ‘’ hadi gel ‘’ demeni bekliyorum… …………… Termal tesiste tüm hücreleri yenilenmiş diri, dokuları emzikli bir bebenin tenindeki doğal talk pudrası gibi ıtırlı, ferahlatıcı koku yayan, ilk bisikletine kavuşan bıçkın ve afacan oğlan çocuğunun rüyalarında bulutlar üzerinde pedal çevirmesi, ilk oyuncak kız bebeğine sarılıp uykusuna dalan ve ona annelik yapan saçları belik belik kız çocuğunun sevincini duyumsamak, delikanlılığa ilk geçiş belirtisinde yanakları ve yüzündeki tüyleri jiletle kazıyıp, jöleli saçlarının esintisinde sokağa çıktığında adımları ile erkeklik yürüyüşü ve bakışları sergileyen, ilk makyaj malzemelerini mahallenin en güzel ablalarına özenip, yeni bir yüz yarattığını düşünerek bir an önce henüz lisedeki sevgilisine yeni yüzünü sergilemek, beğenilme dürtüsünü duymak isteyen genç kızın, ilk el ele tutuşma, ilk öpüşme anını sabırsızlık ve sonsuz heyecanla bekleyen ergenlik çağındaki gençlerin duyduğu, duyacakları, yaşamak ve duyumsamak istedikleri aşk adına, sevda adına bütün heyecanları yeniden, yeni baştan, yine, sonsuz ve sınırsız yaşamak, yaşatmak, adına… Sana gelmek istiyorum '' hadi gel '' dersen eğer… …………… Alaboralarla, nadasa bırakılan tarlanın üretkenlik öncesi örselenmiş, yıp- ranmış, dingin ve köhnelerde ruhsuzlaşmış halde, sesini davetini, çağrını bekliyor bu deli yürek.. Kor alevlerden volkanında sönmek, içimde tutuşup harlanan alevlerin yük- seltisinden, gözlerinin bakışında sönmek, ateşime son verilmek için… Sönmek için… Gelmek istiyorum, yorgun gündüzünü *******ine taşıyıp uykusuz geçirdiğin, özlemle- rini içinde çiçek çiçek büyüterek tan vakti saatlerinde ayaz yemiş yüzüne bir balkon karanlık ve tenhalığında, sigara ve kolana sararak, büyüterek saklayıp bağrına taş bas- tığın, sabah gidiş, akşam dönüşlerinde orada olmadığımı bilmene rağmen kaçamak ve firari gözlerle arada bir beni arıyor olmalarını bir nebze dindirmek için… Göz göze gel- diğimiz anda ileriye atılan her adımın yerinde saydığı, o anın asırlarca sürdüğü tatlı ama esrikliğe tutsak gibi yaşadığımız saniyelerini yaşamak için… Gelmek istiyorum eğer sende '' hadi gel '' dersen… …………… Pırıl pırıl, ışıltılı sabah serinliğinin yüzümüzü yaladığı o ilk güne dönerek ve anımsamadan o anı… İlk göz göze gelmenin, ilk el ele tutuşmanın, ilk sevda dolu sarıl- maların yeniden ve yine özlem, heyecan kıpırtılarıyla dolu kavuşmasını yaşamak için sarıldığımızda tenlerimizin iletip tüm hücrelerimizi sardığı kokularımızı baharın badem ıtırlı serinliğinde duyumsamak için, ilk çay, ilk sigara molamızı heyecan kasırgaları eş- liğinde, kimselerin bizi tanımadığı bir tesiste vermek ve orada yıllarca oturuyormuşuz hissini yaşayıp, anlarımızı yıllara yaymak için… Sana gelmek istiyorum '' hadi gel '' dersen eğer… Sana, bize, sevdamıza gelmek istiyorum... Yüceltmek için… Eğer; sende '' hadi gel '' dersen… Diyebilirsen… 14.4.2006 - Adana Olgun Ekinci
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|