www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 06-11-2006, 11:22 PM   #1
on7eylul
Guest
 
Mesajlar: n/a
Üye No:
Cinsiyet :
Varsayılan odanda tek başına

Biz seninle hep bayağılıktan kaçtık... Sıradan, basit, gündelik olandan. Küçük mutlulukları, hayatın içindeki o kanaatkar doyumları değil, hep trajediyi aradık. Mükemmeli... Biz seninle hep kusursuzluğu aradık.

Bizi birbirimize yakınlaştıran ne varsa hep kutsaldı, özeldi, ayrıcalıklıydı. İlişkimizden aslında ikimize de ait olmayan, kutsal ve kusursuz bir imge yarattık. Hayatımızda eksik kalmış ne varsa, o yarım kalmış tutkularımızı o yaralı arzularımızı, eksik çocukluğumuza ait ve içtenlikle koruyamadığımız bütün duygularımızı bu imgeye ödünç verdik. Artık yaşayan gerçek kişiliklerimiz değil, sanki bu kutsal, bu kusursuz imgeydi.
Bu imge lekelenmesin, bu düş bozulmasın diye öyle çok şey gizlerdim ki senden. İçim ürperirdi böyle anlarda, kendimden çok uzak bir yere çekilirdim sanki, bilinmezliğe... Aramızda öyle çok tanımlanmamış anlar, öyle kopuk, öyle başıboş duygular, bana o denli ait olduğu halde nasıl anlatacağımı bilemediğim öylesine derin savruluşlarım vardı ki...
Yarattığımız ve aşk adını verdiğimiz bu kutsal imgeye sadık kalabilmek için kendime karşı sadakatsiz davranıyordum.
Seninle yanyana uzanırdık, dünyanın dışındaki yaz bahçelerinde, o gerçekdışı mevsimlerin kıyılarında... Üzüntülerimiz, içimizdeki yaralar yanyana dururdu öyle. Bizden çok bu yaralar özlerdi birbirini, o kimsesiz üzüntülerimiz...
İçimdeki yaram senin yaranı özledikçe ruhumun gurbetlerinde daha çok hissederdim kendimi... Asıl çektiğim acı buydu aslında, yanındayken kendimi yine de senden çok uzaklarda hissetmemdi.
Farkederdin sürükleniş suskunluklarımı. Böyle anlarda zamanı durdurmak isterdin. Zamanı dondurdukça içimizdeki boşlukların kapanacağını, o gizli ürpertilerin dineceğini, tanımlanmamış anların ve o kopuk, o başıboş duyguların tanımlanacağını, savrulmaların biteceğini düşünürdün. Zamanı dondurunca hep iyi ve mükemmel insanlar olarak kalacağımızı sanırdın. Hayata bu donmuş zamandan, bu mağrur ve korunaklı kristalin ardından bakınca hiç kirlenmeden ve ebedi bir saflık halinde yaşayacağımızı hayal ederdin.
Oysa ne zamandan kopabiliyor, ne de hayattan gizlenebiliyorduk. Biz zamandan kopmak istedikçe zaman bizi daha çok acıtıyor; hayattan gizlendikçe o kendisini daha çok hatırlatıyordu. Hayattan ve kendimizden korktukça kendimizi aşkın kutsal acısına kapatıyorduk. Hayat acı verdikçe biz o kutsal, o ayrıcalıklı kıldığımız acımıza daha bir sarılıyorduk. Bu kutsal ıstırap bizi hayattan korurken başkalarından üstün kılıyordu.
Oysa kutsallık hiç saf değildir sevgili; gücünü zayıfların kanından alır. Mükemmellik, kaybedeni çok, anlamsız ve haksız bir yarıştır. Saflığın içinde birçok günah gizlidir. Ben bu kutsal aşkın kan kaybeden zayıfıydım işte. Bu kötü yarışta hep kaybedendim. Saflıktı benden istediğin, ama saklayamazdım kendimden, içimde birçok günah gizliydi. Ben kaybettikçe yarattığımız o kutsal imge sana ait oldu. Ben günahı kabullendikçe kusursuz ve mükemmel olan sen oldun. Oysa kendisini diğer insanlardan biraz olsun farklı ve özel sayan her insana zor gelir hayatın o basit, o sıradan dertleri, doğal acıları, lekelenmiş tutkuları. Böyle insanlar ya kutsal olmaya soyunurlar, ya da kutsal birine adarlar kendilerini. Hayatın içinde çırılçıplak varolmak gururunu incitir böyle insanların. Gerçek bayağı gelir. Mükemmelin kölesi olmak, hayatın sıradanlığını yaşamaktan daha gözalıcıdır çoğu kez. Kendi sıradanlığından tiksinince hayallerinde yarattıkları gerçekdışı bir trajediye sığınırlar.
Başta bende böyleydim. O dokunulmaz güzelliğini, o ulaşılmaz kutsallığını gördükçe sıradanlığımdan tiksiniyordum ve yaşadığım gerçek giderek daha çok bayağı geliyordu bana. Sıradan biri olmaktansa, mükemmelin kölesi olmak istiyordum. Bildiğim ve bilmediğim bütün zaaflarımı gizleyip, bu trajedinin cesur ve ölümsüz kahramanı olmak istiyordum.
Oysa gerçek hiç böyle değildi. Sadece seni yitirmekten korkuyordum. Çünkü sen özlediğim herşeydin. Mükemmeldin, kusursuzdun, sıradanlığı aşmıştın, en önemlisi kutsaldın. Sana ulaşmam, seni etkilemem için yaşadığım herşeyi inkar etmem gerekti bu yüzden. Hiç olmadığım kadar iyi, hiç olmadığım kadar ince, hiç olmadığım kadar derin gözükmem gerekiyordu. Hissetmediğim şeyleri hissediyormuş gibi gözükmem gerekiyordu.
O kutsal güzelliğin benden herşeyimi istiyordu. Oysa ben o herşeyim neydi bilmiyordum ki... Tamamlanmamış, eksik bir varlıktım. Tıpkı hayat gibiydim. İstediğin şeyleri verebilmem için hissetmediğim şeyleri hissediyor gibi söylemem gerekiyordu.
O kutsal aşk için sana yalan da söyledim. Seni yitirmemek içinde hepsi. En zor, en gizli, en iflah olmaz yaralarımı gizleyerek anlattım sana kendimi. Seni kazanırsam bu yaralarımdan kurtulurum sanıyordum. Oysa sen o dokunulmaz güzelliğine, o ulaşılmaz kutsallığına sığındıkça hayattan gizlenirken, ben sana ulaşmaya çalıştıkça kendi hayatımdan, kendi gerçekliğimden daha geriye, daha aşağıya düşüyordum. İkimiz de kendi gurbetimizde yaşıyorduk oysa. Ne yapsak, ne etsek kendimizi özlüyorduk. Yaşadığımız acı hayatlarımız gibi gerçekdışıydı. Ama acıydı sonuçta...
Sen hayatın bayağılığından kaçıyordun, bense kendimden. Ama buluştuğumuz yer aynı acıydı. Bizi hayattan kopartan, bizi hiç ummadığımız kadar bencil kılan bir acıydı bu. Ve hayatla sınanmayan bu içe dönük acı bizi hep yüzeyde tutuyordu. Çünkü en derinde yatan gerçeğimize insek ne olacağımızı bilmiyorduk. Oysa belki çıldıracak, belki de gerçekten değişecektik. Tabiatımız değişecekti. Oysa biz kendimizi kutsala adadıkça, mükemmelin, kusursuzluğun peşinden koştukça,hayat bize dokunmadan, içimize hiç sızmadan geçip gidiyordu uzaklara. Tıpkı bize dokunmadan geçip giden hayat gibi. Aslında biz de birbirimize dokunmadan geçip gidiyorduk.
Sana taptığımı söylüyordum, ama seni gerçekten tanımıyordum. Sen beni hayatın bayağılığından, sıradanlığından yanına çağırıyordun, ama aslında beni pek tanımıyordun. Bu yüzden inanmıyordum yaşadığımız hiçbir şeye. Bizi başkalarından üstün kıldığını sandığımız bu acının hayatta bir karşılığı yoktu, inan...
Seni unutmam mümkün değil, ama ben geldiğim yere geri dönüyorum. Bu kusursuzluk senin olsun. Birgün kendimi inkar etmeye karar verirsem bunu sadece kendim için yapmalıyım: Mükemmellik senin olsun. Sana herşeyimi vermemi istiyorsun. Oysa ne seni, ne de kendimi tanıyorum: Kutsallık senin olsun. Bu aşk beni tutuk, ezik, korkak biri yaptı. Seni biraz olsun etkileyebilmek için yaptığım bütün fedakarlıkların, hayatımın en büyük bencillikleri olduğunu anladığım an kendimden kaçıp kurtulmak istedim.
O an anladım ki, fırından aldığım ekmeğin sıcaklığı bu aşktan daha kutsaldı. Yüzümü ısıtan mütevazi güneş, evlerine ekmek götürdüğüm çocukların sevinci, çay bardaklarındaki kaşık sesi daha kutsaldı. O küçük mutluluklar, o eksik, o kanaatkar doyumlar daha kutsaldı...
Evet, hayat karanlık, bayağı, acımasız, kirli, sıradan, incitici; ama gerçek sevgili... Ona dokunabiliyorsun. Ama ben senin kutsal ve mükemmel saydığın hiçbir şeye ulaşamadım. Sana ulaşamadığım için duyduğum kaygı ve pişmanlıklar da bana ait değildi. Çektiğim acıysa yıllardır sakladığım yaraları biraz daha gizlemeye yarıyordu. Oysa hayat çok basit sevgili... Bunu bir anlayabilsek herşey çok farklı olacak. Ve hayatın o basitliği içinde saklı derinliği, vazgeçilmezliği...
Artık kutsal olan hiçbir şeye inanmadığım için daha berrak ve açık görüyorum çarşıdan eli boş dönenleri... Şehirleri hızla saran açlar ordusunu... Dünyayla aramdaki o sahte acıları ortadan kaldırdığım için tanık oluyorum herşeye: İşte dün gece TEM karayolunda bir travestiyi daha ezip geçti; sürücüsü karanlık ve sarhoş bir araba... İzmir'de bir kafeteryada garsonluk yapan Dersim'li Gökhan bugün, tıpkı dün ve önceki günlerde olduğu gibi tam onbeş saat ayakta servis yapacak müşterilere ve onca yorgunluktan sonra evine döndüğünde, Jack London gibi sabah dek ezilen insanların öyküsünü yazacak. Eskiden olsa çok romantik gelirdi bu gencin hali bana. Ama değil, çok sert, çok acımasız bir hayatı var; ama yine de gözlerinden o sımsıcak gülümsemesi hiç eksik olmuyor.
Yıllardır görmediğim üniversiteden bir arkadaşımın matbaasına uğradım geçenlerde. Devrimci bir belediye başkanının afişiyle aynı makinede bastığı porno dergileri kurusunlar diye birlikte ipe asıyordu. Bunu yaparken de bütün içtenliğiyle, bu düzeni değiştirmeliyiz arkadaş, diyordu.
Cezaevindeki çocukları için direniş yaptıklarından karakola götürülüp gözaltına aldıkları yaşlı anneleri polis gecenin bir yarısı sokağa bırakıyor. Ceplerinde neredeyse hiç para olmadığından şehrin çok uzağında olan evlerine gitmek için yürümekten başka çareleri yok bu çilekeş kadınların. Neredeyse sabaha dek yürüyecek olan bu yaşlı kadınların çektiklerini mutlaka içimizde hissetmezsek yaşadığımız hayatın hiçbir anlamı olmaz. Çünkü çoğu kez biz farketmesek de bu hayatta acı tek... Istırap tek... Aşk ve iyilik tek bir yerden akıyor kalplerimize...
Aynı saatlerde başka bir yerde, yaşlı ve eşcinsel bir tiyatrocu iki kimsesiz sokak çocuğunu zorla evine götürmek istiyor; onunla birlikte olurlarsa çok para vereceğini iddia ediyor. Evet, hayat hiç romantik değil; ama yargılamadan önce onu anlamalıyız sonuna dek... Belki de tam bu sırada lekesiz bir aşkı özleyen ve yalnızlığın o korkunç kaderiyle boğuşan Serpil öğretmeni çalıştığı kasabada, çocuklarını okuttuğu adamlar telefonla arayıp, yanına gelelim mi, boş musun, diye taciz ediyorlardır.
Asıl trajedi hayatın ta kendisi sevgili...
Hayat karanlık, acımasız, bayağı ve kirli; ama bizim erdem sayıp abarttığımız duygusallıklardan, kendimizi başkalarından üstün kılmak için sığındığımız kutsallıklardan daha gerçek, daha sahici.
Yıllardır ruhumun gurbetinde yaşamaktan tükendim. Kendi yaramı görüp, ona sarılamadığım için, ondan akan kanla yıllardır zehirleniyorum. Yıllardır senin yanında, ama senden çok uzakta kalmaktan sevgim acıyor. Birlikte yarattığımız bu hayattan kopuk imgeyi bırakıp, kendime doğru yürüyorum.
Hayatı ve seni buradan seyrediyorum. Odandasın ve tek başına dans ediyorsun....
İyilik ve sevgiyle gülümsüyorum; seni sevip hissetmem için seni sahiplenmem gerekmiyor. Oradasın ve varsın işte. Nereye gitsem içimde hissediyorum seni...
Hayatın bütün renkleri yüzünde...
Odanda tek başına dans ediyorsun...
İlk kez acı çekmeden özlüyorum seni...

Cezmi ERSÖZ

Son düzenleyen: on7eylul; 07-05-2006, 02:12 PM..
  Alıntı ile Cevapla
Eski Bugün   #n/a 
Teşekkür Botu
Bot
bot Çevrimiçi

Avatar

Giriş Tarihi: Ocak 2005
Yaş: 0
Mesaj : 0
Üye No: 0
Rep Power: Çok
YuuSuuF (06-15-2006) bu konu için teşekkür ettiler...
bot Çevrimiçi Tesekkur botuna Rep veremezsiniz. Yinede Tesekkurler. Kurallara Aykırı Mesajı Bildir  
Old 06-11-2006, 11:36 PM   #2
CaKaLBoT
ÇaKaL Üye
 
Üyelik Tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 1,791
Teşekkür Etme: 0
Thanked 88 Times in 15 Posts
Üye No: 26295
İtibar Gücü: 2553
Rep Puanı : 76884
Rep Derecesi : CaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

paylasım ıcın saol
__________________
CaKaLBot Banlanmış ve üyeliği iptal edilmiş üyelerin mesajlarını tek nickte toplayan bir bottur.
CaKaLBoT çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 06-12-2006, 12:13 AM   #3
RoStWell
Forum Demirbaşı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Yaş: 38
Mesajlar: 5,215
Teşekkür Etme: 76
Thanked 3,698 Times in 908 Posts
Üye No: 4324
İtibar Gücü: 4409
Rep Puanı : 193277
Rep Derecesi : RoStWell has a reputation beyond reputeRoStWell has a reputation beyond reputeRoStWell has a reputation beyond reputeRoStWell has a reputation beyond reputeRoStWell has a reputation beyond reputeRoStWell has a reputation beyond reputeRoStWell has a reputation beyond reputeRoStWell has a reputation beyond reputeRoStWell has a reputation beyond reputeRoStWell has a reputation beyond reputeRoStWell has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

saol...
RoStWell çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 06-14-2006, 05:18 PM   #4
zapata
Daimi Üye
 
zapata Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Konum: INDE DEUS ABEST
Yaş: 39
Mesajlar: 455
Teşekkür Etme: 71
Thanked 61 Times in 19 Posts
Üye No: 8584
İtibar Gücü: 1543
Rep Puanı : 3025
Rep Derecesi : zapata has much to be proud ofzapata has much to be proud ofzapata has much to be proud ofzapata has much to be proud ofzapata has much to be proud ofzapata has much to be proud ofzapata has much to be proud ofzapata has much to be proud ofzapata has much to be proud ofzapata has much to be proud ofzapata has much to be proud of
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

paylaşım için saol
__________________
şeytan ile böyle ol yol göster inanç iyide sonradan güven kötü
Gelecek için adım için insanoğlu son mevsim günahta ol
zapata çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 06-14-2006, 05:20 PM   #5
Karizmatix
Forum Müdavimi
 
Karizmatix Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jan 2006
Konum: Uzak diyarlar
Yaş: 41
Mesajlar: 2,516
Teşekkür Etme: 17
Thanked 126 Times in 56 Posts
Üye No: 7388
İtibar Gücü: 2209
Rep Puanı : 28094
Rep Derecesi : Karizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

paylaşım için teşekürler
__________________
Haraket Zamanı
Karizmatix çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 06-14-2006, 05:29 PM   #6
bluekeys™
Forum Demirbaşı
 
bluekeys™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Nov 2005
Konum: Ç.KALE/BİGA
Yaş: 44
Mesajlar: 5,907
Teşekkür Etme: 594
Thanked 2,624 Times in 685 Posts
Üye No: 3332
İtibar Gücü: 3945
Rep Puanı : 132808
Rep Derecesi : bluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond reputebluekeys™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

saol paylaşım için
__________________



[sakın] bana bulaşma kalp kırarım bazen]
bluekeys™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 06-14-2006, 06:47 PM   #7
blAcksmith
Bağımlı Üye
 
blAcksmith Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar: 3,412
Teşekkür Etme: 278
Thanked 713 Times in 478 Posts
Üye No: 8785
İtibar Gücü: 2463
Rep Puanı : 36043
Rep Derecesi : blAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

ssaolasın
__________________
Beşiktaşlı olmak Gözyaşı Değildir akıp Gitsin,
Bir Mevsim Değildir Zamanı Gelince Bitsin,
Bir Heves Değildir Gelip Geçsin ve
"BEŞİKTAŞ" Ömür Değil Ölünce Bitsin..


BeşiktAşımız ile ilgili son haberler




Moderator başvurusu için tıklayın
blAcksmith çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 06-14-2006, 07:00 PM   #8
ege10
ÇaKaL Üye
 
ege10 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Yaş: 64
Mesajlar: 1,708
Teşekkür Etme: 336
Thanked 198 Times in 92 Posts
Üye No: 11033
İtibar Gücü: 1942
Rep Puanı : 18968
Rep Derecesi : ege10 has a reputation beyond reputeege10 has a reputation beyond reputeege10 has a reputation beyond reputeege10 has a reputation beyond reputeege10 has a reputation beyond reputeege10 has a reputation beyond reputeege10 has a reputation beyond reputeege10 has a reputation beyond reputeege10 has a reputation beyond reputeege10 has a reputation beyond reputeege10 has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

Tesekkürler.
ege10 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 06-15-2006, 01:37 AM   #9
YuuSuuF
Yeni Üye
 
YuuSuuF Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2006
Yaş: 37
Mesajlar: 1
Teşekkür Etme: 5
Thanked 0 Times in 0 Posts
Üye No: 15020
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 10
Rep Derecesi : YuuSuuF is on a distinguished road
Cinsiyet :
Varsayılan

çook güzel saol paylaştıın için
YuuSuuF çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 07-05-2006, 06:37 AM   #10
donotforget
Guest
 
Mesajlar: n/a
Üye No:
Cinsiyet :
Varsayılan

!!!!!

Son düzenleyen: donotforget; 07-06-2006, 03:16 PM..
  Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Sessiz bir akşam, yankilanirken odanda GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 07-16-2008 12:37 PM
Kendi Başına GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 02-07-2008 08:13 PM
Salonda tek başına! Kéan aRs Eskiler (Arşiv) 0 02-07-2008 11:41 AM
AŞk Kararmak Üzeredİr Odanda GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 10-28-2007 08:08 PM
Teş Başına GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 10-17-2007 05:44 PM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:55 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.