www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 12-09-2006, 09:48 PM   #1
CaKaLBoT
ÇaKaL Üye
 
Üyelik Tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 1,791
Teşekkür Etme: 0
Thanked 88 Times in 15 Posts
Üye No: 26295
İtibar Gücü: 2540
Rep Puanı : 76884
Rep Derecesi : CaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond reputeCaKaLBoT has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan Öğretmenlerin, ''öğretmen hatıraları''


Eğitim Bir-Sen tarafından Türkiye genelinde düzenlenen 'Unutamadığım Öğretmenim' yarışmasının Elazığ elemelerinde dereceye giren öğretmenlerin eserlerinde, kendi öğretmenleri ile yaşadıkları, onlar hakkındaki tespit ve düşünceleri ile aldıkları örnekler dikkati çekiyor.

Yarışmaya derece alan eserlerde öğretmenliğin zorlukları, fedakarlığı, örnek olma özelliğinin ön plana çıktığı görülüyor.

Yarışmada birinci olan Gülizar Işık, 'Yıldızlara Selam Söyleyin' eseriyle bir yandan ilk öğretmeninden aldığı şevkin kendi hayatında onu bulmasını, bir yandan da kendi öğrencilerine duyduğu hasreti dile getirmiş.

Işık, eserinde okula ilk başladığı günü, ''Küçücük yüreğim bilmezdi ki! O gün yabancıydın sen. Annemin önceden verdiği kalemi uzatırken birleşti gözlerim, ısındı yüreğim' sözleriyle dile getirirken, okumaya başlamasıyla taktığı kırmızı kurdele hakkındaki düşüncelerini, ''Ne büyük gururdu Allahım: 'Anne okumayı öğrendim, kırmızı kurdeleyi taktım.' Öğretmenim, bilseydin ki bu kurdele beni bu denli yüceltecekti, günler öncesinden takardın. Ama her şeyin en güzelini, yerini ve zamanını sen bilirdin'' diye dile getirmiş.

Kendisinin de öğretmen olduğunu anımsatan Işık, eserinde ''Ben de kırmızı kurdeleler taktım çiçeklerime. Köy yollarında 'Orda bir köy var uzakta' şarkısını mırıldandım çocuklarımla. Köyün en tepesine yerleşmiş okulun penceresinden, aşağıda sıralanmış üzüm bağlarının kenarında, beyaz ve pembenin dansıyla açan badem ağaçlarının büyülü çiçeklerinde gördüm seni. O poşeti tutan küçük parmaklarımın şu an derecelere imza atıyor olmasıyla gururlanıyorum'' derken, bir öğrencisiyle yaşadıklarını şöyle anlatmış:

''Öğretmenim, ben yaylada çok üşüyorum, o yüzden yaylaya gitmeyi hiç sevmiyorum, çok karanlık, çok soğuk oluyor' diyen minicik kızım. O yaz tıpkı onla sözleştiğim gibi her akşam bir yıldızla selam gönderirdim ona. O her akşam gökyüzüne bakacak, bir yıldız tutacak, onunla bana selam gönderecek ve ondan selamımı alacaktı. Etrafımdaki insanlar gülse de o yaz her akşam selam gönderdim ona. Yıldızlar Eda'ya selam söyleyin.

El ele tutuşmayı öğrendik onlarla, gözlerimizi kapatıp, okulun bahçesinde tek yürek olmayı, yaprakların hışırtısında dostluğu, rüzgarın şarkısında iyiliği dinledik. Sevmeyi, sevilmeyi.''

Çalışkan müdür
Yarışmanın ikincisi emekli öğretmen Agah Polat da 1957 yılında Akçadağ Öğretmen Okulunda yatılı okurken, okul müdürünün çalışmaları karşısındaki hissettiklerini anlatmış.

Müdürün, okula gelir gelmez bahçede kuruyan kayısı ağaçlarının budanmasını öğrencilere öğrettiğini ve kurumanın önüne geçtiğini, yeni kayısı ağaçları diktiğini anlatan Polat, müdürün ayrıca su kuyusu açmak için yaptığı girişimleri anlatmış.

Okula su getiren müdürün, bu sırada bizzat çalıştığını ve o güne kadar açık kanallardan giderken köylülerin hayvan ve tarla sulamasında kullandıkları suyu kapalı kanallarla okula getirmesi nedeniyle dövüldüğünü anlatan Polat, şunları yazmış:

''Bir gün öğlen yemeği yerken bir arkadaş koşarak gelip bağırdı. 'Arkadaşlar köylüler müdür ve öğretmenlerimizi dövüyorlar.' Beynimizden vurulmuşa döndük. Ellerimize geçirdiğimiz şeylerle kuyulara koştuk. Bizi gören köylüler uzaklaştılar. Müdür, birkaç öğretmen ve öğrencinin korumasında ıslak pijama ve gömleğiyle titriyordu. Her tarafı çamur içindeydi. Köylülere doğru koşmaya başladık. Önümüzü keserek, hıçkırarak, 'Çocuklar beni seviyorsanız durun. Onlar cahil, uymayın' dedi. Ertesi gün hakim, savcı geldi. Daha önce okuldan malzeme çaldıkları tespit edildiği için atılan işçilerin olayı çıkardıkları belirlendi. Bir hafta sonra çalışma bitti. Borularla okula su getirildi. Okula büyük bir havuz yaptırdı. Artık havuzda yıkanıyorduk.''

Müdürün, yeni bir bina yapılması için de bizzat uğraştığını ve başardığını anlatan Polat eserinde ''Çalışkan müdürümüz, gerçekten laf değil iş üretmişti; dediklerinin tamamını çok kısa sürede başarmıştı'' ifadesine yer veriyor.

''Bizim küheylan''
Yarışmanın üçüncüsü Recep Ateş ise interaktif ders anlatan ve taklitleri çok iyi yapan İngilizce öğretmeninin, derse nasıl kendisini kaptırdığını ve atı anlatırken çifte attığını göstermek için attığı tekmeyle yaşanan kazayı anlatmış.

Öğretmenin İngilizcenin yanı sıra diğer konularda da bilgi sahibi olduğunu, tam anlamıyla eğitim verdiğini belirten Ateş, hayvanların anlatıldığı bir İngilizce dersinde yaşananları ise şöyle dile getirmiş:

'Dersin her dakikasını bizimle yaşardı. Hayvanları, kendine has mizahi, eğlenceli, bizi büyüleyen hızlı ve çevik hareketleriyle anlatmaya başladı. Maymunu anlatırken sıranın üzerine çıktı maymun gibi sesler çıkardı. İngilizce 'I am a monkey' diye bağırıyordu. Hareketleri öyle komikti ki o ciddi adam gitmiş yerine bambaşka bir adam gelmişti. 'İşte ders bu' diyorduk. Ve hep birlikte biz de söylüyor, bir yandan da kahkahalara boğuluyorduk.''

Öğretmeninin yılanı anlatırken, yılan sesi çıkararak, 'I am a snake' dediğini, kendilerinin de buna uyduğunu anlatan Ateş, at taklidini ise şöyle anlatıyor:

''Orta sıranın en öndeki sırası ile tahta arasında mesafe oldukça dardı. Öğretmenimiz başladı bu dar alanda kendi üslubuyla atı anlatmaya. At gibi koşturuyor, kişniyordu. Gerçekten harika taklit yapıyordu. Bir at neler yaparsa ustalıkla bize anlatmaya çalışıyordu. Hepimiz, ayakta onun yaptıklarını yapıyorduk. En ön sırada oturan bir arkadaşımız öğretmenin ayaklarının nasıl hareket ettirdiğini görmek için yavaşça eğildiği sırada öğretmenimizin tekmesini yedi. Öyle ya, atlar çifte atar. Evet, atın çiftesini yemişti arkadaşımız. ''

Ateş, yaşananlardan sonra bayılan öğrenciyi ayıltmaya çalışan öğretmenin çektiklerini anlatırken, gözü moraran öğrenciye daha sonra ne olduğunu soran öğretmen ve öğrencilere hep birlikte 'Bizim küheylan hocam, galeyana geldi arkadaşımızı tepti' diye cevap verdiklerini anlatmış.
__________________
CaKaLBot Banlanmış ve üyeliği iptal edilmiş üyelerin mesajlarını tek nickte toplayan bir bottur.
CaKaLBoT çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 12-09-2006, 10:02 PM   #2
blAcksmith
Bağımlı Üye
 
blAcksmith Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar: 3,412
Teşekkür Etme: 278
Thanked 713 Times in 478 Posts
Üye No: 8785
İtibar Gücü: 2449
Rep Puanı : 36043
Rep Derecesi : blAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond reputeblAcksmith has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

Alıntı:
İlk Gönderen niket Mesajı Göster



''Bir gün öğlen yemeği yerken bir arkadaş koşarak gelip bağırdı. 'Arkadaşlar köylüler müdür ve öğretmenlerimizi dövüyorlar.' Beynimizden vurulmuşa döndük. Ellerimize geçirdiğimiz şeylerle kuyulara koştuk. Bizi gören köylüler uzaklaştılar. Müdür, birkaç öğretmen ve öğrencinin korumasında ıslak pijama ve gömleğiyle titriyordu. Her tarafı çamur içindeydi. Köylülere doğru koşmaya başladık. Önümüzü keserek, hıçkırarak, 'Çocuklar beni seviyorsanız durun. Onlar cahil, uymayın' dedi. Ertesi gün hakim, savcı geldi. Daha önce okuldan malzeme çaldıkları tespit edildiği için atılan işçilerin olayı çıkardıkları belirlendi. Bir hafta sonra çalışma bitti. Borularla okula su getirildi. Okula büyük bir havuz yaptırdı. Artık havuzda yıkanıyorduk.''

ne denilebilir ki

yorumsuz...
__________________
Beşiktaşlı olmak Gözyaşı Değildir akıp Gitsin,
Bir Mevsim Değildir Zamanı Gelince Bitsin,
Bir Heves Değildir Gelip Geçsin ve
"BEŞİKTAŞ" Ömür Değil Ölünce Bitsin..


BeşiktAşımız ile ilgili son haberler




Moderator başvurusu için tıklayın
blAcksmith çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Öğretmenlerin %72 si ek iş yapıyor. GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 11-17-2008 09:12 PM
Yine hatıraları kurcaladım, GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 06-23-2008 11:25 AM
Kuş Hatıraları GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 10-03-2007 05:24 PM
Öğretmenlerin beslenme bilgisi GeCeLeR Eskiler (Arşiv) 0 12-07-2006 08:32 AM
ATAM'ın hatıraları bluekeys™ Eskiler (Arşiv) 3 03-03-2006 05:49 PM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:47 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.