Kurbanımı lösemili çocuklara bağışlamam

[jockeя]

Kurbanımı lösemili çocuklara bağışlamam

"Lösemili çocuklar sömürülüyor" diyen Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Prof. Tuncer, kurbanını kanser vakıflarına vermeyecek! Lösemili çocukların ailelerinin bu yardımdan rahatsız olduğunu savunan Tuncer'e lösemi vakıfları tepkili: Kanserin başında ama çalışmamızı kıskanıyor.

Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, çocuk kanserleriyle ilgili soruları yanıtladı:

* Lösemi Türkiye'de çok mu fazla, neden çocuk kanseri denince aklımıza ilk gelen lösemi oluyor?
Lösemi, çocukluk çağı kanserleri sıralamasında en sık görülen kanser türlerinden. Ülkemizde çocukluk çağındaki lösemililer istismar ediliyor. Ben özellikle de bazı vakıfların lösemili çocukları istismar ettiğini düşünüyorum. Bir yılda yeni lösemi tanısı alan hasta miktarı ülkemizde maksimum 500'dür. Lösemi ile yaşayan tüm çocukların sayısının bin-bin 200 civarında olduğunu söyleyebiliriz. Lösemi bir fakirlik hastalığı değildir. Lösemili çocukları, fakir ve maddi yardıma muhtaç diye göstermek son derece yanlış. Örneğin; lösemili çocukları 'kurban bayramında kurban eti yesinler' diye göstermek aslında yardıma muhtaç ve kanserli olan diğer insanlara da haksızlık. Çünkü fakir ve yardıma muhtaç olan bütün insanlar bu yardımı hak ederler. Yanlış olan; lösemiyi herhangi bir yardım almak için bir neden olarak göstermek.

*
Siz kurbanlarınızı nereye bağışlıyorsunuz, kanser vakıflarına değil mi?
Kanser vakıflarına bağışlamam! Anlattığım gibi; o çocukların sömürüldüğünü düşünüyorum. Ben kurbanımı Mehmetçik Vakfı'na bağışlarım. Verdiğim kurbanın nerede, kim tarafından ve hangi muhtaç insanlara dağıtıldığını bana güvenebileceğim şekilde bu vakıf belgeliyor. Bir de ülkenin en önemli konusu olan güvenlik için çalışıyor. O yüzden kurbanımı her yıl olduğu gibi bu yıl da Mehmetçik Vakfı'na bağışlayacağım.

* Lösemili çocuklara yönelik ne yapılması gerekiyor?
Biz, lösemili çocukları hayata ve topluma kazandırmak, toplum içindeki normal yaşamlarını devam ettirmek için çalışıyoruz. Oysa bu çocukları toplumdan izole etmek; örneğin çocukluk çağı lösemi hastanesi, köyü ve okulu açmak son derece yanlıştır ve bunun dünyada da benzeri yok. Açılan kampanyaların büyüklüğüne bakınca, hedef kitle ile lösemili çocuk sayısı arasında ciddi bir orantısızlık olduğu anlaşılıyor. Bu aradaki oranın nerelere, ne amaçla harcanacağı veya harcandığı konusunda endişelerim var.

* Günümüz çocukları daha mı fazla kansere yakalanıyor?
Çocukluk çağı kanserlerinde çok ciddi bir artış yok. Çocukluk çağı kanserlerinin birçoğu; önleyemediğimiz kanser türleri, genetik bozukluklarla birlikte oluyor. Aslında birçok çocukluk çağı kanseri, doğumdan önce vücutta şekilleniyor. Çocukluk çağı kanserleri içinde ülkemizde lenfomalar, lösemiler ve beyin tümörleri ilk üç sırayı paylaşıyor.

* Bu kanserleri erken teşhis etmek mümkün değil mi?
Çocukluk çağı kanserlerinde bugün gelinen nokta şunu gösteriyor; çocuklardaki kanser bulguları ve şikayetleri erkenden fark edilip, uygun yerlerde tedavi görürlerse büyük bölümü tam olarak tedavi edilebiliyor. Örneğin lenfomaların bazı tiplerinde yüzde 100'e yakın bir tedavi söz konusu. Bundan 20 yıl önce yüzde 10 yaşam şansı verilemeyen bazı kemik tümörlerinden bugün yüzde 60-70 civarında kurtulma söz konusu. Bunun sağlanabilmesi için özellikle çocuk hekimleri ile anne ve babalar, kanserin erken belirtileri hakkında çok iyi bilgilenmek durumundalar.

* Aileler çocuklarının hangi şikayetlerinden şüphelenebilir?
Kemik ağrıları, kas ağrıları, kanamalar (ciltte de olabilir, burun ya da diş eti kanaması da olabilir), diş etlerinde belirginleşme, sık enfeksiyon, annenin çocuğuna banyo yaptırırken karnında bir şişlik hissetmesi, çocuklarda göz kayması ve göz bebeğinin beyaz refle verir hale gelmesi birer belirti olabilir. Çocuğun boynunun bir tarafa kasılı kalması, anlamsız kusmalar, tansiyonunun yükselip düşme hali, çocuğun anlamsız yere bir anda kilo almaya ya da kilo vermeye başlaması da dikkate alınmalı. Lenf düğümlerinde şişme, vücudun herhangi bir yerinde büyüme ve sertlik ele gelmesi önemsenmeli. Kız çocuklarında genital kanama, erkeklerde bir testisin daha fazla büyümesi, nedeni açıklanamayan ateş, ciltte nedeni belirsiz çarpmaya bağlı olmadan oluşan morarmalar, nedeni açıklanamayan ishal ve kabızlık hallerinin devam ediyor olması, baygınlık, yürüyememe ve uykuya meyil gibi belirtilerin hepsi kanser habercisi olabilir.

* Kanser, kız çocuklarında mı erkek çocuklarında mı daha çok görülüyor?
Kanser türüne göre değişir ama erkek çocukları daha yatkındır. Kızlarda bulunan X kromozomunun koruyucu etkisi olduğundan, her tür hastalığa erkekler daha yatkındır. Bu nedenle erkek çocukların bünyeleri daha hassastır.

ESRA TÜZÜN