![]() |
|
Eskiler (Arşiv) Eski konular |
![]() ![]() |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
![]() |
#1 |
Forum Kalfası
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26 Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3000
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() 0. Sezgi Durgun -Yeditepe Üniversitesi Felsefe Bölümü
KUYUYA ATILAN ÜÇ TAŞ: BEN, DOĞRULUK VE GERÇEKLİK Es gibt vierlei Augen. Auch Sphinx hat Augen: und folglich gibt es vierlei `Wahrheiten', und folglich gibt es keine `Wahrheit' F. Nietzsche , Wille zur Macht, (1883-1888)- Bölüm 540 Çok çeşitli göz vardır, Sfenks'in de gözleri vardır: öyleyse çok çeşitli `Doğruluk' vardır ve öyleyse `Doğruluk' yoktur. SUNUŞ Bu yazıda, "doğruluk" ve "gerçeklik" kavramlarının keşif nesneleri olarak görülmesi ile "ben" kavramının sabit bir nesne olarak tanımlanması arasındaki bağı Nietzsche'nin eleştirel bakış açısından ele alacağız. Amacımız, Nietzsche' nin eleştirisinden hareketle, akılcı gelenek içinde tanımlanan "özne, "öz", ve "töz"tanımlarının "ben" kavramıyla olan ilişkisini sorgulamaktır. Öncelikle, bu yazıda kullanacağımız terimlerin ve bu terimlere ilişkin kavramsal ayırımların ya da benzerliklerin kökenlerini görebilmek için özne, nesne terimlerinin felsefı kullanımlarını anımsamak gerekiyor. Onaltıncı yüzyılda felsefe terimi olarak "özne" nin Aristoteles 'ten etkilenerek (hypokeimenon3) Alm. das Subjekt, Lat. Subiectum terimleriyle alta atmak, alta düşen , altta bulunan anlamlarında kullanıldığını görüyoruz. Bu terimin çeşitli kullanımları şöyle sıralanabilir: 1- Bir şeyin nereden geldiği, onu o şey yapan. 2- Niteliklerin taşıyıcısı, töz. 3- Mantık ve dilbilgisi açısından yüklemlerin taşıyıcısı. Özne terimi, onyedinci yüzyıldan beri bugünkü anlamını kazanıyor; kendini ben olmayanın, nesnenin karşısında bulan, karşısına koyan, o nesneye bilme ve eyleme ereği ile yönelen olarak tanımlanıyor. Onsekizinci yüzyıla kadar bu terim niteliklerin ve durumların taşıyıcısı anlamında, töz olarak kullanılıyor. Nesne terimi ise (Alm. Gegenstand, Das Objekt; La. objectum: karşıda bulunan, karşıya konan anlamındadır) iki bağlamda kullanılıyor: 1- Kendisine yönelinen, düşünülen, tasarlanan, bilinçte düşünme nesnesi olarak düşünmenin karşısında bulunan şey. 2- Özne ediminin, bilincin kendisine yöneldiği şey; özne ediminden, bilinçten bağımsız olan gerçek nesne, dış dünyanın bir parçası olarak bilincin karşısında duran şey anlamında kullanılıyor. Töz, (Alm ![]() Bizim bu yazıda inceleyeceğimiz noktalar, iki aşamada sunulacaktır: İlk aşamada ele alacağımız nokta, Descartes ’ın düşünce sisteminde tanımlanan "ben"in doğasının Nietzsche 'nin bakış açısından nasıl sorunsallaştırıldığıdır. Dolayısıyla ilk sorumuz şu olacak: Kartezyen düşüncede "ben" kavramı ile "bilgi", "doğru bilgi", "gerçeklik" "akılcılık", "öz", "özne", "nesne", "töz" gibi kavramların arasındaki ilişki nasıl kuruluyor ve hangi çerçeve içinde sabitleniyor? Sorumuzun yanıtını Nietzsche 'nin Batı metafiziği ve akılcılık geleneğine yönelttiği eleştiride arayabiliriz. Bu eleştirinin günümüzde yeni tartışmalar üretmesinin nedenlerinden biri, Batı geleneği içinde tanımlanan "ben" kavramının "doğruluk" ve "gerçeklik" gibi en temel felsefi kavramlarla bağlantılı olmasıdır. Bu konuda ilk sorgulanacak şey, insanın "doğru" bir yöntem izleyerek "doğru bilgiye" ve "gerçeğe" ulaşacağı inancının Batı metafiziğinin ve akılcılık geleneğinin bir önkabulu olmasıdır. Bu önkabuller çerçevesinde "doğruluk ve "gerçeklik" kavramlarının birer keşif nesnesi olarak görülmesi belirli bir "ben" tanımına-ya da birden çok tanıma- yol açmaktadır. "Ben" kavramını tanımlama ve sabitleme çabası Batı felsefe geleneğinde bir gereklilik olarak görülmüştür. Oysa, felsefeye geleneksel çerçevenin dışından bakan Nietzsche'nin farklı bir savı vardır: "Ben" kavramının sabitlenebilir varlıksal bir statü kazanması dilsel, kurgusal hatta mantıksal kesinliğe sahip olabilir, fakat bunun zorunlu olarak "doğru bilgi" iddiası taşıdığını söylemek bir bilgi değil, inanç ya da istektir (Wille zur Wahrheit). Bu savı ilk bölümde sunmaya çalışacağız. İkinci aşamada, birinci bölümde tartışılan "ben" kavramına Nietzsche 'nin getirdiği yorumu inceleyeceğiz; bu yorumu tartışmaya açmayı deneyeceğiz. İkinci bölümde, Nietzsche 'nin "ben"in kurgusallığa işaret etmesinin bu kavramın yadsınması veya yok sayılması anlamına gelmediğini göstermeye çalışacağız; Nietzsche'nin "ben" kavramına getirdiği alternatif perspektiflerin ne olduğunu anlamaya çalışacağız. Bu da bizi şu soruya götürecektir: Nietzsche'ye göre tek olmayan, sabit olmayan ve farklı özellikleri birarada barındıran "ben" zihinsellik dışında nerede aranabilir?
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır... Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!! |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Doğruluk | Tilki_Andre | Eskiler (Arşiv) | 0 | 03-05-2008 08:59 PM |
Doğruluk | ÇaKıR- | Eskiler (Arşiv) | 0 | 02-19-2008 01:42 AM |
DüNYa KuPaSıNDa ATILAN EN GüZeL 10 GOL | CollαтєяαL™ | Diğer Videolar | 15 | 08-19-2006 06:13 AM |
*** Yolda Atilan Laflar :) *** | TooCooL | Eskiler (Arşiv) | 9 | 04-24-2006 02:18 PM |
Doğruluk ve Cesaret Oyunu | RoStWell | Eskiler (Arşiv) | 5 | 04-22-2006 12:59 AM |