Bodrum’da yanmak! 17 Temmuz 2007

[вσυя∂¢αη]

Bodrum’da yanmak!
17 Temmuz 2007 Salı
İzmir yönünden gelerek Bodrum"a giriş yapanları yolun sağında büyük bir ilan panosu karşılıyor:

“Bodrum ateşler!”

Yabancı sermayeli bir meşrubat firmasının sloganı, artık Bodrum"un “alevli anayasası” haline geldi. Eskiden “Bodrum"da yanmak” denildiğinde, bronzlaşan insanlar akla gelirdi. Şimdi o kadar çok ve sık orman yangını çıkıyor-çıkartılıyor ki, “yanmak” fiili sadece alevlerin yükseldiği çam ormanlarını anlatıyor.

Geçtiğimiz gece Sezen Aksu, Bodrum Antik Tiyatro"da “geleneksel konserini” veriyordu. Bu mekanın “olağanüstü sahne düzeni” konserlere interaktif bir heyecan katıyor. Sezen en içten vurgularıyla şarkısına başladı:

“Beni yak, kendini yak, her şeyiiii yak/ Bir kıvılcım yeter ben hazırım bak!”

Anında yangın çıktı!

Tam bu sırada sahnenin içinden ışıldakları yanan bir itfaiye aracı geçmesin mi?

Şaka değil, sahne düzeni ancak bu kadarına elverdiği için onuncu sıranın üstündeki seyirciler açısından tiyatronun önündeki sahil yolu, sanki Sezen"le orkestra arasından işliyormuş gibi algılanıyordu. İtfaiye aracı da bu “boşluktan” geçiyordu.

Basına yansımayan küçük bir Bodrum yangını daha çıkmıştı. Bodrum itfaiyesi Yahşi"ye gidiyordu.

Gece yarısı fazla büyümeden söndürüldüğü için medya o gece Sezen Aksu"nun şarkılarındaki yangınlarla idare etti. Ama her yangını büyük bir ciddiyetle yangın yerinde kontrolü ele alarak takip eden Bodrum"un dinamik Kaymakamı Abdullah Kalkan, o küçük yangına da gitmişti. Alevler bu defa erken mağlup edilmiş, Kaymakam da huzur içinde evine dönüyordu. Tam Torba yakınlarına gelmişti ki, İstanbul plakalı kamyonetten fırlatılan bir sigara izmariti kırmızı hatlar oluşturarak yolun kenarına doğru savruldu.

Kaymakam"ın kan beynine fırladı, kamyonetin önünü kesip sürücüye yaptığı işi izah etti:

-Bak kardeşim senin gibi bir insanın(!) yaptığı şey yüzünden iki gün önce yüzlerce hektar ormanımız yandı!

Sürücü boynunu büktü, çaresizlik içindeydi, biraz da utanmıştı. Ama yine de “makul” bir sebebi olduğunu söyledi:

-Kaymakam bey valla uzun yoldan geliyorum, çok yorgunum, dalgınlıkla öylesine atmışım, yoksa katiyen böyle bir şey yapmam!

Bodrum yangınlarındaki, öncelik “dalgınlıkla- dangalaklık” arasındaki zeka koridorunun “geri” bölümünde yer alıyor.

Bir de “ileri” zekalıların “uyanıklık” bulvarı var.

Onun son örneği de Milas-Bodrum sınırında başlayıp, Güvercinlik sahiline kadar inen büyük yangın oluşturuyor. Efendim “yangın çıktı” haberi, Bodrum"daki en yetkili kişiye ulaştığında, Kaymakam Abdullah Kalkan, gazeteci misafiriyle bu yıl 15"incisi yapılan Menteşe Beşpınar Yağlı Pehlivan Güreşleri"ne gidiyordu. Menteşe"ye yaklaştığında telefonlar da hızlandı. Kaymakam beş dakika içinde aldığı bilgilerle, Emniyet, Jandarma, Orman, Belediye"yi arayarak yangının büyüyeceğini söyledi. İlçedeki tüm olanakların harekete geçirilerek yangın yerine sevkedilmesi talimatını verdi. Programını iptal ederek geri döndü.

Kaymakam, kendisine gelen telefonlardan birine “çok ilginç” yanıt veriyordu:

-Siz merak etmeyin, yanan yerler hiçbir zaman imara açılmayacak!!!

Bodrum yangınları için politik nedenlerden önce, daha “sivil hainlikler” aramak akılcılığın zorunlu durağı gibi görünüyor.

Bodrum ve yangın üzerine yazılacak daha pek çok şey var.