![]() |
![]() |
#1 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: CaKaL.NeT'TeN
Yaş: 30
Mesajlar: 1,192
Teşekkür Etme: 9 Thanked 30 Times in 22 Posts
Üye No: 44131
İtibar Gücü: 1676
Rep Puanı : 12536
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() sen gittin
avuçlarımdan kanatlarını kopararak uzak denizleri çektin içine tüm denizi aç bırakarak şimdi gönlüm kıskacında acıların benim kırıklarımdır karaya vuran kemiğim, yüreğimdir tüm denizi yakmaktır içimden geçen seni yunusun karnına saklayarak sonra her gün yanmak her denizin başucunda Aşktan söz açıldığında, Sen nesin biliyor musun? Çabuk kazanıp, Çabuk harcayan, Mevsimlik bir işçi! Diğer tüm zamanlarda susuz kalan... Yaşamaya tutkun bir hasatının Vücuduna giren virüs gibi Amansız... Baharda açması gereken bir çiçeğin Kış ortasında boy göstemesi gibi, Zamansızsın... Beni oynatmazsanız alır topumu giderim diyen Şımarık bir çocuksun sen... Ya da temmuz ortasında insanın içini karartan, Geçici bir yaz yağmuru... Senden sonra gökkuşağı oluşur gökyüzünde Unuttun mu? Birkaç satır yazıp bırakacaktım seni Satır satırı doğurdu, şiir uzadı epey.... Aşktan söz açıldığında, Sen nesin biliyor musun? Hiçbir şey! mayasında yokluğun olan sevdanın harmanladığı yalnızlık benimki çiçeğe dokunur gibi dokunurum yürek yaralarıma acılarımı haykırdığım duvarlar ölü bir sağırlığı yaşar ve ses vermez derin uykusunda iken yaşamlar bir ben uyumam duvarda resmin bana bakar ve ses vermez mayasında yokluğun olan sevdanın harmanladığı yalnızlık benimki uykusunda bebeğin üzerini örter gibi dokunurum yürek yaralarıma ıslak yalnızlığında kendi zehiriyle can çekişirken duvar dibinde akrep dumanı tütmeyen sevdama ateşler eklerim neşterin ucu değer geceme uykuyu kovar gözlerim koca kent derin uykusunda bir ben uyumam Dağ yamaçlarına varmadan İncecik kadife yapraklarıyla bir gül açtı Saydam acılarında Ağır açılan kapıların Kimseler bilmeden, Farketmeden hiç kimse Senin yüzüne değdi Avuçlarımdan esen rüzgar Benden yüreğimi aldı götürdü Yorgun savaşçı sessizliği Yüzümde açılan bu perde Yılların saklı suskusu Tüm gün eğilmeden sırtında taşıdığı Karıncanın düşüdür elimde kalan Burada değilsin, kaybolmuşsun Yok gözlerinin serkeş ışığı Burada değil İnce ellerin esrik güzelliği ve yıldızlar ve dolunay kayıp Son adımından sonra Ne kaldıysa ardından Bir toz yüküydü, bir küçük beyaz tüy Uçtu gitti savruldu Bir daha hangi mevsimde döner gezgin kuşlar Tüm zorluklara gererek kanatlarını Son uçuş bu artık son çığlık Bıçak sırtında bekleyiştir yokluğun Gölgemi kanatır sessizce Sarı güllere.., Toz pembe gülüşlerim var., Şu aralar eskiciyim., Antika gümüşlerim var., Gerçeği yakalamak hayal., Şimdi revaçta olansa, düş..! Düşte gör, kaç duyguyu incitir düşüş., Semazen de tef çalar cümbüş Semaverde dem ki, mis kokar Aşk ile, rakkase nus Sen bir nefes çek., Çek hele, bitmeden.., Bitmesinden korkulan düş.., Sarı güllere selamım var, kırmızı har Sakındığım budaklar.., Batmışta ruhumu kanatır, ey yar Kelebek vadisinde konakladım Testi dolu su yolu., Herkeste neşe., Bende hala., Senin susuzluğun var.
__________________
υѕєℓαимαz ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|