![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ateş Çiçeği-18
Arif Bey ve Alayı asayişi berkemal edip Aziziye üzerinden Ankara'ya at ılgarlardı Soğukkuyu Köyünden Kar' Ahmet Efe Heybe heybe altın getirmiş derler Ve diğer askerlerin hiç birine tek penez bile vermemiş Şimdi o yerlerde eskiler Arif Bey Ankara'da askeri tören ummuştu derler umduğunu bulamadı Güya orda söylemiş ünlü sözünü Şu Bolu işi hallolsun Mustafa Kemal' le de hesabımız var Sokakta dörtnal koşan bahar dindiremez yaralı askerin sancısını Dallarda ürkek rüzgâr Bir fayton geçiyor eşkin endişe ümit arası çınlayan nallar Ufukta sapsarı esneyen gün Uzaklardan yankılanan bir örge hırsla inen çekiç sesleri Ankara bekleyiş kesilmiş tepeden tırnağa Gelinlik kıza dönmüş ağaçlar Pervazların arkasında sabırla ağlayanlar Cami kapılarında cephelerden konuşan birkaç ihtiyar... Pencereden dolan kuş seslerini duymuyordu İnce yorgun yüzünde endişe - ümit gözlerinde panter hırsı Ceviz masaya yayılmış kağıtlar Dolmuş sigara tablası 20. Kolordu Kumandan Vekili Albay İsmet Bey Bakışları çıra gibi / süzdü karşısındaki askeri İnce- uzun- yay gibi Ziraat Mektebinde Muhafız Komutanı Gitmeniz gerekiyor ayaklanma mahaline Sabaha hazır olun Şerif Bey Katılın Yarbay Arif'in müfrezesine Bir ateş yaladı yüzünü Şerif Bey'in Emriniz baş üstüne Albayım Lâkin Yarbay Arif Bey'i iyi bilirim Bayılır subayları aşağılamaya Emredin tek başıma gideyim Ya o beni öldürür ya da ben onu Belki birbirine girer müfrezeler de Bir felaket olur böyle zamanda Ya Arif bey gitsin ya ben gideyim Bir an düşündü İsmet Bey Uzunca bir filmi izliyor gibi içine çekildi / gülümsedi Peki Şerif Yalnız desteklensin Arif Senin ağır makinalı takımıyla Baş üstüne Albayım En doğru kararı verdiniz dedi Ölümden kurtulmuş gibi sevindi O sıra açıldı kapı İçeri giren adam Rütbesiz / İri yarı / Pala bıyıklı Yalım saçılıyor bakışlarından son derece yakışıklı Yarbay Deli Arif'ti bu Eldesiz ürküyor insan İsmet Bey tanıştırdı Ve Üsteğmen Şerif bir kez daha sevindi kurtulduğuna Arif Bey belasından Yıl 1920 / 24 Nisan... Geçti dev bir ordu gibi üç yüz atlısıyla Ezdiler sessizliği nallarının altında Görkemleri çınladı Ankara kaldırımlarında Bir umut bıraktılar Gören gözde - duyan kulakta bir zaman yankılanacak olan İstikamet Bolu Tarih / 25 Nisan Bolu'dan Beypazarı’na kadar uzanmış ayaklanıcılar Ankara'dan oralara korkunun soluğunu estirdi rüzgâr Alafranga at nallarının yankısı varmadan daha Beypazarı ahalisi tabanları yağladılar Nallıhan yollarında Varmada Beypazarı’na sinek sinilemez oldu korkudan Bir grup çocuk görüldü Sefil – cılız - ödürgülü At sürdüler üstlerine Çığlık çığlığa kaçtılar / yakalandılar Arif Bey'in karşısında durdular Anaları - babaları kaçmaktan cayıp korka korka yanlarına vardılar Hepsi dokuz- on yaşında salya- sümük ağlaştılar Yerlere kapandı ahali Arif Bey öfkeli Vurun ulan dedi topunun kellesini İşte bu kalabalık Namussuz / vatan haini Çocukların tümü casus Ağladı kalabalık Bunlar çobandır beyim Ne bilsinler casusluğu bu yaşta Hainler dedi Arif Bey Kullandınız çoluk - çocuk demeden Kendi kanınıza karşı açtığınız savaşta Ki madem çoban bunlar / sürüleri nerede Ne dolanıp dururlar çevremizde Yalvarması kalıyor böyle vaziyetlerde çelikten gücümüze boyun eğen herkesin Hey askerler Unutmasın bu günü Beypazarlılar kulaklarını kesin Aldırmayıp çığlıkların acısına Kulak asmayıp başından kaynar sular dökülmüş yalvaran ahaliye Kesildi çocukların kulakları verildi ellerine*
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|