![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57909
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ateş Çiçeği-19
Bozkırda at koşturan ateş sağnağıydılar Bir öfke seliydiler dalarken Nallıhan'a Şarapneller gibi çakıldı duvarlara mavzer sesleri Çapulcular çil yavrusu / Çarşamba yönüne kaçtılar Korkudan kesilmiş gibi nisan yağmuru Yukarda berrak bir mavi Islak yapraklarda endişe Kuşku pusulanmış her köşe Arif Bey atlılarının gözü tetikte Her an bir hain silahı ölüm kusabilir üzerlerine Ama Arif Bey dediğin bilir bunları Herkesten kuşkulanma vaktidir Kuşku / yağlı urganlarla astırılmalı Böyle bir günde ne demek ayaklanma kanla bastırılmalı Arif Bey bilir bunları Çağırın dedi jandarma komutanını Buradayım komutanım Daha evvelden de tanırdım seni Evet komutanım Sen burada kimin temsilcisin Devletin komutanım Hangi devletin Kuva-i Milliyenin Neden çapulcular barınır mıntıkanda Ve neden direnmedin halkı örgütleyerek Biz azdık komutanım Düşmandan da azız biz Fransızdan- İngilizden Fakat herkese malum Bir karış toprak vermeyiz Sustu bir an / Bağırdı sonra bir yanardağ ağzından fışkıran mağma gibi Vatan hainine sustuğu için Asın ulan şu herifi Susarak yataklık etmekten Muhtemelen teamüden Yalvardı Genç Teğmen Daha bir muraz görmedim / Yeni evliyim Kimseye yataklık etmedim ...................efendim... Yaşlar indi yanağına kurşun taneleri gibi Yanağından damladılar toprağa Yalvarır oldu ahali Kıyma yarbayım Gencecik karısını dul koyma Asın dedi Arif Bey Oracıkta bir ağaca astılar Ağlaya ağlaya sallandı Teğmen Kalabalık / kalakaldı ağlayarak Arif Bey askerleri düşündü Kadınları dul kalan / vatan uğruna düşmüş atını ılgarlarken şehrin dışına Çarşamba sokakları kum Ellerinde padişah fermanları Gericiler bağrışıyor Mustafa Kemal ve Kuva-i Milliyeciler Vatan hayını / cümlesi katlolunmalı Salyalar akıyor ağızlarından Çarşamba Sokaklarında ölüm fetvaları Bolu Askerlik Şube Müdürü meşhur Sekili’li Ahmet Bey ve müfrezesi Çarşamba'da malum Sadık Hoca Efendi ve Hacı Abbas Din - iman uğruna Nutuklar döşediler öfkeden ağlayarak Sonra teslim olmuş ahaliden Bin üç yüz altı doğumlulardan bir müfreze kurdular Nallıhan'dan ateş saçarak gelen Arif bey kasırgasının karşısına sürdüler Çarşamba önünde sipere yattı gencecik elli can Çoğu ne bir daha yerinden kalktı ne kurşun attı Can verdiler Arif Bey'in at nallarında Kim varsa canını kurtaran Bolu'ya kaçtı Muhalif bir silah gibi korkuyu da yüreğinde taşıdı Hacı Abbas ile Hoca Sadık Efendi Bas bas bağırdılar Bolu sokaklarında kum gibi kaynayan asilere Amanın ağalar - amanın beyler Düzenli asker gerekmiş düzenli askere gördük dediler Sesleri yitti aklı gitmiş kalabalıkta Dinletemediler Bolu Elebaşılarından Hamdi Hadiyin oradan dedi Madem ki öyleydi neden Kızdırdınız Çarşamba'da kuvvacılara bunu akıl edemeden on beşinde çocukları Gitti gayri dönmez giden Hadiyin Ümmet-i Muhammet Din - iman uğruna Kimisi yetmişlik eli bastonlu Kimi yeni değmiş on beş yaşına Kalabalık sinek gibi kürnedi Düzce'de yendikleri Yarbay Mehmet Bey'in tümeninden yağmalanan yedi buçukluk dağ topunun toplaştılar başına Lokantacı Kalenderoğlu Ahmet elebaşıları Aldılar dağ topunu vurdular yola Bir hay-ı huy ile inledi yer - gök Haykırmaktan hırslarını alamadılar Çarşamba'nın Seçiçiler Köyü'nde üç Tepeler'e vardılar Çok görüp - çok geçirmiş dağ topu gitti nere çekerlerse Tepenin başına çıkardılar Ayrıca namı malum Hacı Hamdi Efendi bir hışımla geldi kendi kuvvetleriyle Bir de eşkiyabaşı Çerkes Yar sökün etti çetesiyle Pusu pusuya yattılar Arif Bey'i beklemeye durdular Beklemek / Karanlıkta işgilli Sıyrılıp sürü ruhundan kendisiyle baş başa Bir yerlerden gelecek bir kurşunla ölmeyi Kalarak başı derdinde Geride bir ananın gözleri binbir kırışık içinde dehşetle acı Boyunları armut sapı bebeleriyle Bir omzu düşük baş yoldaşı Beklemek Sıyrılıp sürü ruhundan korku sağnağı geceyi Ve Azrailin Nefesi Yarbay Deli Arif Bey'i beklemek Sabah / Bir Mayıs 1920 Deli sağnaklar gibi yağdı ölüm Kurşun aktı mavilikten sel gibi Tutar eller tutmaz oldu Yirmi dördüncü tümenden ganimetlenen tutsak tutulmuş dağ topu tek üç mermi atabildi Öldü başındaki on beş gerici Bozuldular / tevatür patladı panik Topçu Çavuşu Ahmet köylü kurnazlığını elinden bırakmadı Yaramasın diye kuvvacılara Yozgat Köy'ünden yana topun kamasını aldı da kaçtı Arif Bey'in atlıları Tepeleyip geçti vadileri Pırna pırna dağıldılar korkudan Taşoluk / Gürcüler Köprücüler köyleri Sağnak kurşunlar gibi vardılar Bolu varoşlarına Sanayi Mektebi'nin orada Yağladı tabanları toplayıp çetesini eşkıya başı namlı Çerkes Yar Avcı kollarına ayrıldı Arif Bey Milisleri Bolu'yu kurşunla elediler Arif Bey buralara gelmeden önce Salınmıştı asilerin üzerine başka askerler 32. Kafkas Alayı Çaycuma ve Devrek Taburu Komutanı Lakin Hazret tek mermi yakmadan girmişti şehre Ve başına toplanan gericilere Ben de sizle beraberim demişti Halifeden- padişahtan yanayım Şimdi yandaş olmak varmış kaderde Askerlerinin başından kaynar sular döküldü Rezil bir suskuda kalakaldılar Aradan günler geçti duyulunca Arif Bey'in kurşun sesleri Deli korku/sıkboğaz edince gericileri Vardılar askerlerini satıp onlara katılan komutana Madem ki bizdensin komutan Var git Arif Bey'i durdur dediler Dağları bekliyor denilen korku kuduz köpekler gibi beynini kemiriyordu Bir böcekmiş gibi duydu kendini Tiksindi Korkular elinde bir garip kukla sırtı terledi Çıktılar şehir dışına başsız gövde gibiydi şaşkın askerler Komutan konuştu titrek titrek Ağzı - dili kupkuru / tümceleri kesilerek Amanın asker kardeşler ben neler ettim Netsem - neylesem şimdi Yolumu ölüm bekler Firar eylemekten gayrı çarem kesildi Durdu Kızıl bozul olmuş yüzünde aşağılık bir ifade Terini sildi Ben hata eyledim / kardeşler Hakkınızı helal edin Amanın asker arkadaşlar Arif Bey'in ordusuna kurşun atmayın Teslim olun varın gidin Şimdi ben nereye gitsem iki ucu boklu deynek Geri dönsem padişahçılar öldürecek Teslim olsam derimi davul yaptırır Arif Bey Sonra da çaldırır Bolu'dan Ankara'ya kadar Adam delinin teki Vallahi yapar mı yapar Bir an sessizlik oldu Askerler birden bire kahkahayı bastılar Komutan dalıverdi sık ağaçlı ormana Bir anda kahkahalar dönüştü şaşkınlığa Bakakaldılar ardından Birisi bağırdı / niye paklamadık ulan! Bilinir ki sonradan Düzce'de hilafetçilere yakalandı İlin Adapazarı'na Sonra İstanbul'a salındı Ne yaptı - ne söyledi / öldürmediler Kovdular askerlikten Farkında olmadan verdiler ona en katmerli cezayı ********ce yaşamayı...
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|