![]() |
|
![]() |
#1 |
Bağımlı Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 3,823
Teşekkür Etme: 0 Thanked 93 Times in 80 Posts
Üye No: 45172
İtibar Gücü: 2087
Rep Puanı : 4660
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Eğlenmenin yan etkisi: Cinayet
İyi aile çocuğu cinayet işlerse neler olur dersiniz... 21 Mart 2008 / 13:05 ![]() Hiç istemediğiniz halde birini öldürmüş olsanız ne yapardınız? Teslim mi olurdunuz yoksa yaşadıklarınızı unutmaya çalışıp mümkün olduğunca kaçar mıydınız? Geçen yıl Cannes Film Festivali’nde 60. Yıl Özel Ödülü’nü alan Paranoid Park’ta, orantısız güç kullanarak bir adamın ölümüne neden olan bir “iyi aile çocuğu”nun bununla başa çıkma serüveni anlatılıyor. Alex (Gabe Nevins) anne-babası boşanmak üzere olan bir lise öğrencisidir. Onların bu durumuna çok üzülen duyarlı Alex, boş zamanlarını genellikle en yakın arkadaşı Jared (Jake Miller) ile kaykay yaparak geçirir. Bir gün Jared’in ısrarı üzerine şehrin en sorunlu gençlerinin ve sokak çocuklarının mekanı olan Paranoid Park’a giderler kaykay için. Burada gözünü budaktan sakınmayan bir grupla tanışan Alex, aralarında geçen muhabbetin de ayartmasıyla adrenalin yapmaya karar verir. Taksim Tramvayı’na dadanan beleşçiler gibi “belalı” gençlerden biriyle beraber bir yük trenine atlayan Alex bu macera tutkusunun hayatını karartacağını asla düşünemez. Kendilerini vagondan indirmeye çalışan tren yolu bekçisine kaykayıyla vurunca adam hemen yandaki rayların üzerine düşer ve trenin altında kalarak feci şekilde can verir. Trenin tam bel altından vücudunu ikiye böldüğü adam son nefesinden önce Alex’i bütün yaşamı boyunca kovalayabilecek bir görüntü bırakır. Daha önce Good Will Hunting (Can Dostum), Elephant (Fil) ve To Die For gibi övgü toplayan filmlere imza atan Gus Van Sant, Paranoid Park’ta da başarılı bir yönetim ortaya koyuyor. Senaryo kronolojik anlamda düz bir çizgide ilerlemediği halde o kadar iyi bir kurgu yapılmış ki izleyici, psikolojik detaylarla ve iç hesaplaşmaların doğurduğu gel-gitlerle dolu hikayeyi filmden kopmadan rahatlıkla takip edebiliyor. YAKIN PLAN YÜZ ÇEKİMLERİ ÇOK BAŞARILI Aklının ucundan bile geçirmediği halde adam öldüren 16 yaşındaki bir çocuğun allak bullak olan dünyasının anlatıldığı bir film için yönetmen çok iyi bir yöntem seçerek belli sahnelerde yüzlere “zoom” yapıyor. Suçlunun ve bir de bu durumdan hiç haberi olmayan bir arkadaşının yüzlerini yakın planda aynı karede göstermek, sayfalarca ya da dakikalarca sürecek bir açıklamadan daha çok şey anlatabiliyor. (Filmin tanıtımlarında Alex’in “kazara bir adamın ölümüne neden olduğu” belirtiliyor. Hukuk literatüründe tam olarak adı nedir bilmiyorum ama yaşanan olay kesinlikle bir kaza değil, olsa olsa nefsi müdafaa sonucu istemeden adam öldürme.) Gus Van Sant’ın akıllıca kullandığı bir diğer şey de filmde önemli bir yer tutan kaykayın kendisi. Bazı sahnelerde Alex kendi içinde ve düşünceleri arasında gidip gelirken biz ekranda iki tepe arasında mekik dokuyan, salınıp duran patencileri izliyoruz. Burada da yönetmen görsel kaykay metaforuyla anlatmak istediğini en kestirme yoldan aktarma fırsatını zekice kullanıyor. İYİ AİLE ÇOCUĞU SOKAĞA ÇIKARSA Sokağın kurallarını bilmeyen, ayrıca ebeveyninin sorunları yüzünden evinde de mutlu olmayan Alex’in Paranoid Park’a gittiğinde sudan çıkmış balığa dönüşünü izlediğimiz film, aynı zamanda keçinin can kasabın da et derdinde olduğu bir hikaye anlatıyor. Daha çocuk yaşında “birinin ölümüne neden olan” Alex artık sadece bu sıkıntıdan nasıl kurtulacağını düşünüp dururken etrafındaki insanlar tamamen ayrı tellerden çalıyorlar. Babası annesinden ayrılma gerekçelerini anlatarak kendisini her şeyin iyi olacağına inandırmaya çalışıyor, bütün bu kabusu arasında neredeyse tecavüzüne uğradığı (eski) sevgilisi yeni sevişmeler peşinde, başka bir kız kendisini tavlamaya çalışıyor... Alex’in başına gelen felaketin nedeni ise ait olmadığı ortamlara yanlış zamanda dahil olması ve üstüne üstlük de fazla cüretkar davranması. Jared kendisine Paranoid Park’a gitmeyi önerdiğinde “Orası için hazır değilim” diyor ama yine de gidiyor. Bunda sanırım hem evdeki kasvetli çevreden uzaklaşma ve kafa dağıtma isteği rol oynuyor hem de Jared’in “Paranoid Park için kimse hazır değildir” iddiası. (Gerçi aralarındaki bu “hazır olma” muhabbeti daha çok kaykay performansı çerçevesinde geçiyor ama sonuçta “sokağa hazır olmayı” da kapsıyor.) Tabii Jared’in önermesinin yanlış olduğunu, gelişen olaylarla anlıyoruz. Son olarak tren yolu bekçisinin yaptığı “işgüzarlığa” değinmek gerekiyor. İki çocuk yük trenine asılmış giderken onları indirmeye çalışmanın en uygun tanımı bu olsa gerek. Özellikle de bu hikayede olduğu gibi aksi bir durumda kendini savunma gücü olmayan bir insanın, bekçinin yaptığını yapması hiç de akıl karı değil. Sonuçta yaşamın kanunları kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. İyi bir şey yaptığını düşünenlerin bile. Hürriyet |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|